İstanbul’da metrobüs ücretlerine büyük zam

16 Kasım 2009 tarihinde İstanbul’daki metrobüs hattının bilet fiyatlarına yapılan zam ve değişiklikler başta emekçiler ve gençler olmak üzere herkesi etkilemeye ve düşündürmeye devam ediyor.

Metrobüslerin alımı, yolların yapımı ve hizmete sunumu süreçlerinin kafa kurcalayan problemleri bu zamlarla birlikte kendini daha da açığa vurdu. Yanlış yapılan yatırımların yükünün emekçilerin sırtından çıkarılmaya çalışılması planları şimdi gözle görünür hale geldi.

Seçimler öncesi “İstanbul’un senelerdir çözüm bulunamayan trafik sorununa çözüm getireceğiz” vaadiyle hizmete sunulması için aceleye getirilen metrobüs yolları birkaç ay içinde bozulup trafiği aksattı. Teknik sorunun büyüğü ise bu değil; her biri 2,4 milyon TL değerindeki yeni alınan 50 metrobüs de sık sık arızalanma ve performans düşüklüğü gösteriyor. Bu sebeplerle 35 metrobüs İETT’nin garajına kaldırıldı; fakat belediye tarafından normal bir otobüsün iki katı fiyatına ‘en konforlu yolculuk’ amacıyla alınan bu otobüsler durdukları yerden külfet olmaya devam ediyor. Çünkü alınan fakat kullanılamayan metrobüslerin maliyeti ulaşım zammı üzerinden bizim cebimizden karşılanmaya çalışılıyor.

İşin bir de sermayedarların karıştığı yönü var. Zamanında CHP’li Kılıçdaroğlu’nun da gündeme getirdiği metrobüs ihalesine şüpheli bir şekilde Hollandalı firma daha önce hazırlanan teknik şartnameye uyan tek firma olarak girmiş ve ihaleyi almıştı. Otobüs üretiminde önde gelen ülkelerden biri olan Türkiye’nin neden Hollanda’dan bu kadar yüksek fiyata otobüs aldığı sorusu firma ve devlet arasında da bir siyasi bağ var mı sorusunu doğurmuştu. Sonuçta olan oldu, ihaleyi kazanan kazandı. Bu durumdan zararlı çıkanın yapılan son zamlardan da görüldüğü üzere işçiler, emekçiler olduğu ise açık.

Aylık Akbil artık 160 kontör

İETT araştırma yapıyor ve İstanbul taşımasında kullanılan aylık akbilin aylık kontör sayısının çok olduğuna karar veriyor. 200 kontör sayısını 160’a indiriyor. Mesafeye göre ücret alımının metrobüs için geçerli olmadığını söylüyor ve metrobüste bir binişi iki akbil kontörüne çıkartıyor. Tam bilete 2 TL, indirimliye 1 TL fiyat kesilmesine karar kılınıyor. Bu tespitler yapılırken okuluna ulaşmak için ayda 200 kontörün hepsini kullanan öğrenci ve günlük gelirinin 15 TL olduğunu, bunun 10 TL’sini ulaşıma harcadığını söyleyen işçi nasıl oluyorsa gözden kaçıyor! Metrobüsü makam aracıyla gezen devletin önde gidenleri ve özel arabalarıyla dolaşan tuzu kurular değil özellikle metrobüs güzergâhı üzerinde yoğunlaşan, bu güzergâhı işçi ve öğrenciler kullanıyor!

“Metrobus hattında başlangıçta (17-24 Eylül 2007) ücretsiz, takip eden üç ay boyunca (24 Eylül-31 Aralık 2007) yüzde 50 indirimli olmak üzere taşıma hizmeti verilmişti. Toplu taşımayı teşvik amacıyla bilet fiyatı diğer İETT hatları ile aynı seviyede tutulmuştu.” İETT’nin kendi ibaresi olan bu sözler yavaş yavaş uygulamaya konulan değişiklikleri anlamada en açık sözler aslında. Teşvik amaçlı uygulamalara gidildi, ardından bilet fiyatları eşitlendi, ardından ‘aktarma almaz – aktarma verir’ sistemiyle alınan ücret arttırıldı ve en son da şimdiki zamlarla hedefe ulaşıldı. Bu sistemli süreç içerisinde metrobüs dışında kullanım için alternatif otobüsler kaldırıldı, teşvik amacına ulaştı ve metrobüse bağımlılık sağlandı.

Memura yapılan yüzde 2,5’luk zam ile metrobüse yapılan yüzde 33’lük zammın karşılaştırılması bu haksızlık karşısında İstanbul’da bir takım eylemliliklerle sonuçlandı. Örgütlülük ve yerinde talepler hem lehimize sonuçları hem de ücretsiz ulaşım gibi temel hak kazanımlarını beraberinde getirecektir.

Yazan: Ç. Nilsu (28 Kasım 2009)

Yorumlar kapalıdır.