Afganistan’da Obama savaşları

ABD Başkanı Barack Obama, uzunca bir süredir beklenen Afganistan üzerine ‘yeni stratejisi’ni Aralık başında deklare etti. Obama’nın ‘yeni stratejisi’ne göre ABD, Afganistan’a 30 bin ek asker gönderecek ve 2011’den itibaren de çekilmeye başlayacak. Diğer NATO ülkelerinden de daha fazla asker talebinde bulunulacak.

Bush’un savaş politikalarından bir “değişim” arz etmeyen bu plan, pek çok “Obamanyak” üzerinde derin bir hayal kırıklığı yarattı. Oysa bu plan hiç de beklenmedik şeyler söylemiyordu.

“Değişim” söylemiyle servis edildiği başkanlık seçimlerinde dahi Obama, Bush’un jargonunu kullanmaktan çekinmeyerek, Afganistan’ı “terörizme karşı savaş”ın merkezi ilan etmiş ve Irak’takinin aksine Afganistan’daki savaşın kazanılabilir olduğunu belirtmişti.

İşbaşına geldikten sonra da, Afganistan’a 30 bin ek asker yollayarak, ABD’nin asker sayısını ikiye katlayıp 68 bine çıkaran, insansız hava uçaklarının düzenlediği operasyonlarda binlerce sivilin öldürülmesine neden yine aynı Obama’ydı. Bu süreçte, Obama politikalarının Nobel Barış Ödülü’yle tescillenmesi de, özellikle manidardı.

Obama’nın duyurduğu ‘yeni strateji’yle, işgal kuvvetlerinin Afganistan’da yürüttüğü savaş giderek umutsuz bir hâl almakta. Direniş gücünü her geçen gün biraz daha arttırıyor. 2009 yılı işgal kuvvetleri için zorlu bir yıl oldu. En ağır kayıpları bu yıl yaşandı; 8 yıllık işgal sürecindeki toplam kayıpların üçte biri 2009’da verildi. Afganistan’dan dönen tabutların sayısı, işgalci ülkelerdeki savaş karşıtı eğilimleri de giderek güçlendirdi. Öte yandan, ülkenin güneyi ve doğusu hemen tamamen Taliban’ın kontrolünde. Başkent Kabil’in dahi ne kadar güvenli olduğu artık tartışılır durumda. Meseleyi asıl karmaşıklaştıransa, Taliban’ın Pakistan’daki gücünün artan ölçüde büyümesi. Taliban’ın Pakistan’daki gücü kırılmadan Afganistan’da düşürülemeyeceği ise, hemen her politikacı tarafından kabul ediliyor.

Emperyalistler açısından görünüm bu şekildeyken, Obama’nın ‘yeni stratejisi’ ne çözüm sunuyor? Asker sayısını artırarak, operasyonları şiddetlendirmek ve kontrolün kaybedildiği bölgelerde denetimi ele geçirmek, Afgan asker ve polis gücünü eğitmek, bazı aşiretleri ve Taliban’ın “radikal olmayan” kesimlerini kendi saflarına çekerek direnişi zayıflatmak. 2011’e kadar kukla Karzai hükümetinin inisiyatifi ele almasını sağlayarak, geri çekilmeyi başlatmak.

Bu planın ne kadar “gerçekçi” olduğuysa tartışma götürür. Obama, Afganistan’daki savaşı tırmandırıyor. Bu durumda, ABD ve müttefiklerinin umutsuz ve kanlı bir savaşa giriştiklerini görmek için müneccim olmaya gerek yok. Taliban sözcüsünün asker takviyesinin direnişi güçlendireceğini ve asker kayıplarını artıracağını açıklaması, esasında durumu özetliyor. 2011’deki çekilme taahhüdünün ne kadar dayanıksız olduğu ise, bizzat Obama’nın Savunma Bakanı tarafından belirtiliyor. Bakan Gates’e göre, 2011 çekilme için sadece bir başlangıç. Duruma göre, 18 ay sonra sadece ufak bir grup asker de çekilebilir.

ABD’nin esas “talihsizliği” ise, Afganistan’daki “sıkışmanın” dünya ekonomik kriziyle aynı döneme denk gelmesinde. Bu durum, emperyalizmin dünya çapında inisiyatifi elinden kaçırdığı yeni bir evrenin kapısını aralayabilir…

Yazan: Atakan Çiftçi, 26 Aralık 2009

Yorumlar kapalıdır.