YGS’nin ardından
Bu yıl da YGS’nin ardından birçok tartışma kaldı geriye. Kaç kişi barajı geçmiş, kaç kişi geçememiş, okullar bu konuda ne kadar başarılı olmuş, hangi dershaneden kaç kişi kazanmış vs.
Bu hengâmenin öteki yüzüne baktığımızda ise sınava giriş yerlerinde yapılan ayrımcılık, okulla ek olarak dershanelerde dirsek çürüten genç bedenler ve beyinler görüyoruz. Sadece vaktin değil aynı zamanda milyarların harcandığı dershanelerin aç gözlülüğünü ve ses çıkarmaya çalışanların nasıl seslerinin bastırıldığını da…
YGS tek başına bir sınav değil Türkiye’deki eğitim sisteminin bir turnusoludur. Kazananı önceden belli olan bir sınavdır. Eğer paranız varsa çocuğunuz en iyi okullarda, dershanelerde, özel öğretmenlerde ders alır. Paranız yok ama çocuğum iyi bir eğitim alsın, bizim gibi çekmesin diyorsanız hapse girmeyi, intihar etmeyi, bir ömür borçlanmayı, dershanelerde temizliğe gitmeyi ve daha birçok şeyi göze almanız gerekir.
Yakın zamanda en çok gündeme oturan olaysa Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde, öğrenim gördüğü dershaneye olan 5 bin TL’lik borcu nedeniyle annesinin cezaevine girmesi üzerine psikolojik bunalıma giren 18 yaşındaki Soner Semih S.’nin, evlerinin balkonundaki çardağa kendini asarak intihar etmesiydi. Soner, arkasında “Herkes hakkını helal etsin. Bu duruma daha fazla dayanamayacağım” yazılı bir not bıraktı. Soner’in intiharından sonra annesi serbest bırakıldı. Bu ve benzeri olayları protesto etmek için Ankara’da eylem yapan Dev-lis’li öğrencilere ise polis ağır müdahale etti. 11 nisan günü “sınavlar kaldırılsın, dershaneler kapatılsın” eyleminden sonra Dev-lis’li ve çevreden olmak üzere 10 kişi tutuklandı. Çoğu 18 yaşın altında olan tutuklular kamuoyunun baskısıyla daha sonra serbest bırakıldılar. Tek istedikleri ise “Parasız Eğitim” idi.
Yazan: Rukiye B., 2 Mayıs 2010
Yorumlar kapalıdır.