Emeklilikte bugün ve 40 yıl sonra!

Emeklilikte tek ya da en önemli sorunun yaş gibi sunulması, tartışılması, “hangi taleplerle, nasıl bir mücadele izlenmeli?” konusunda ciddi yanlışlara neden olmakta. Kuşkusuz çalışanların kaç yaşında emeklilik hakkını kazanacağı çok önemli bir konu. Nitekim işçi örgütleri “mezarda emekliliğe hayır!” sloganıyla başından itibaren bu konudaki haklı tepkilerini ortaya koydular, koyuyorlar.

Diğer yandan hükümet ve patronlar da, “Türkiye genç emekliler cenneti, bundan dolayı sistem tıkandı” diyerek emeklilik yaşının yükseltilmesini savundular, savunuyorlar. OECD’nin Ekim 2010 ayı verileri de bu görüşü destekler nitelikte. Bu verilere göre Türkiye’de emeklilik yaşı erkeklerde 45 kadınlarda 41.

Lakin bu rakamlar gerçeği göstermediği gibi aksine birçok gerçeği de saklamakta. Öncelikle her 10 çalışandan 4’ü hiçbir sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Bu oran kadınlarda daha da yüksek, öyle ki tarımda kayıt dışı kadın emeği yüzde 98 gibi korkunç bir tablo arz ediyor.

Çalışma şansına sahip olanlara gelince; herkes biliyor ki 40 yaşından sonra sigortalı bir iş bulmak çok zor. Hele 50 yaşının üzerinde bir kişinin, belli başlı meslekler dışında, sigortalı olarak yeni bir işe girmesi neredeyse imkânsız. Gelin görün ki mevcut haliyle emeklilik 58-60 yaşa yükseltilmiş durumda.

Durum böyleyken insanlardan 58-60 yaşına kadar ve en az 7000 prim günü çalışma beklemek asla emekli olmamalarını istemekle eş anlamlı. Bir emeklinin ortalama aylığının 500 TL, bir işçi emeklisinin alabileceği en yüksek taban ücretin de 1000 TL’nin biraz üzerinde olduğu düşünülürse yeni sistemde emekli olma mucizesini gerçekleştirenleri bekleyen de sadece sefalet olabilir.

Bilindiği üzere emeklilikte kademeli geçiş için 8 Eylül 1999 tarihi başlangıç kabul edilmişti. Bu tarihten önce sigortalı olanlar ilk işe başlama tarihlerine göre, herkes için 25 yıl sigortalılık süresi zorunlu olmak kaydıyla, çeşitli prim gün ödeme ve yaş gruplarına göre sınıflandırıldı. Bu tarihten (8 Eylül 1999) sonra sigortalı olanlar için ise Sosyal Güvenlik Reformu’nun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihine kadar erkeklerde 60, kadınlarda 58 yaş ve her ikisi için 7000 prim günü belirlendi. 2036 yılına kadar yaş sabit kalacak, prim günü ise kademeli olarak yükseltilip 9000 prim güne çıkarılacak. 2048’den sonra ise hem erkekler hem de kadınlar için emeklilik yaşı 65 olacak.

Bu tablo bize neyi göstermekte? Şunu; bugünün muktedirleri bundan 40 yıl sonrası için dahi biz emekçiler için insanca bir hayat öngörmüyorlar.

Kuşkusuz emeklilik yaşının ortalama yaşam süresiyle orantılı olması gerekir. Bütün şirketlere emeklilik yaşına (58-60) kadar belli sayıda çalışan istihdam etme zorunluluğu getirilmelidir. Çalışma süresine bakılmaksızın her çalışan için yılda en az bir ay ücretli izin olmalıdır. Emekli maaşlarının yoksulluk sınırının üstünde belirlenmesi ve insanca yaşamaya uygun olması ise bir zorunluluktur.

Yorumlar kapalıdır.