28 Kasım’da İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesi parlamentosu için gerçekleştirilen seçimlerde, iki dönemdir iktidarda bulunan “Üç Parti Hükümeti” büyük yenilgiye uğradı. İktidar koalisyonunu oluşturan Sosyalist Parti (PSC), Katalonya İçin Girişim-Yeşiller-Birleşik Alternatif Sol ittifakı (ICV-EUiA) ve Katalonya Cumhuriyetçi Solu partileri otonomi parlamentosundaki temsilcilerinin yarısını yitirerek, yerel devlet başkanlığını ve hükümeti, 62 temsilciyle birlikte mecliste mutlak çoğunluğa çok yaklaşan (toplam 135 parlamenter) Katalan milliyetçisi merkez-sağ parti Kümelenme ve Birlik’e (Convergencia i Unió-CiU) bırakmak zorunda kaldı.
7 milyon nüfuslu otonom bölgede seçimlere katılım oranı yüzde 60 olarak gerçekleşti (3,135,764 seçmen).
Sosyal demokrat iktidar koalisyonunun seçim yenilgisinin ardında iki temel olgu yatıyor: Birincisi, kendinden önceki sağcı hükümetlerin liberal politikalarını, özellikle ekonomik kriz döneminde ağırlaştırarak sürdürmesi ve kriz karşısında patlak veren işçi mücadelelerinin karşısında konumlanması; ve ikincisi, Katalonya’nın hükümranlığı ve kendi kaderini tayin etme hakkı konularında İspanyol miliiyetçiliği ve merkezi Zapatero hükümeti (Sosyalist Parti-PSOE) karşısında kararlı tutum sergileyememesi. Bağımsızlıktan “şimdilik” yana olmamakla birlikte Madrid’deki merkezi hükümet ile arasına ciddi mesafe koyarak Katalan milliyetçiliği konusunda çok daha net bir söylem sergileyen CiU’nun parlamenter sayısını yüzde 30 oranında arttırmasının yanı sıra, Katalonya parlamentosundaki İspanyol milliyetçilerinin de güçlenmiş olması, yeni bir kutuplaşma döneminin açılmakta olduğuna işaret etmekte.
“Tabandan” ittifakı
Devrimci sol açısından Katalonya seçimlerinin bir önemi ise, bir dizi sosyalist grubun oluşturduğu Tabandan (Des de Baix) adlı ittifakın doğması oldu. Enternasyonalist Mücadele (Lucha Internacionalista – Uluslararası Birlik Komitesi İspanya örgütü), Küresel İsyan (Revolta Global – IV. Enternasyonal Birleşik Sekreterlik İspanya örgütü) ve Kızıl Akım’ın (Corriente Roja – Uluslararası İşçi Birliği İspanya örgütü PRT’nin de içinde yer aldığı, Birleşik Sol’dan ayrılma akım) başını çektiği ve pek çok bağımsız işçi önderini, sendikacıyı ve aktivisti de içeren ittifak, kapitalizme karşı ve Katalonya’nın kendi kaderini tayin hakkını öngören bir program üzerine kurulmuş durumda. Bankaların ve büyük sanayinin millileştirilmesi, işten çıkarmaların yasaklanması, mevcut işlerin tüm çalışanlar arasında bölüştürülerek işyerlerinde işçi kontrolünün kurulması; İspanya ile ilişkilerini özgür olarak belirleyecek hükümran bir Katalonya Cumhuriyeti’nin inşası; gibi temel noktalar üzerinde yükselen ittifak programı, çevreci, feminist, ırkçılık karşıtı ve enternasyonalist talepler içeriyor.
Seçimlerden bir ay gibi kısa bir süre önce kurulan ittifak, sınırlı zamana ve mali olanaksızlıklarına karşın yoğun militan bir kampanyayla kendisini emekçi bölgelerinde ve gençlik arasında tanıtmayı başardı ve bu bölgelerde topladığı 7,200 oyla (yüzde 0,23), kendisini oluşturan grupların daha önceki seçimlerde elde ettikleri oy toplamının üzerine çıkmayı başardı. Ama Tabandan‘ın önemi, bu mütevazı seçim başarısının daha ötesinde yatıyor. Tüm Avrupa’da olduğu gibi Katalonya’da da yeniden yükselmeye başlayan işçi ve emekçi eylemliliğinin sosyal demokrat ve sendikal bürokrasilerin denetiminde frenlenmesi tehlikesi karşısında devrimci solun sınıf mücadelesi için militan bir alternatif inşaya girişmesi, sosyal demokrasinin ve Stalinizmin darbeleri ve ihanetleri sonucunda dağılmış haldeki proletaryanın öncüsünün yeniden toparlanabilmesi ve gençliği, sosyal hareketleri ve devrimci ulusalcı muhalefeti çevresinde toplayabilmesi için önemli bir olanak yaratıyor.
Ancak Tabandan henüz “eksik” bir ittifak. Şimdi önünde, ittifaka doğrudan katılmayan ama seçimlerde ona dışardan destek veren diğer devrimci ve radikal grupları da içine dahil ederek yeni bir inşa sürecine girme görevi duruyor. Bu elbette zor bir görev, zira bir yandan devrimci solun tarihsel parçalanmışlığı, öbür yandan uzunca bir süreden beri işçi ve emekçi hareketini durgunluğa iten politik ve toplumsal süreç ve onun üzerindeki bürokratik denetim ve baskılar, devrimci sosyalizmin yeniden kümelenmesi önünde ciddi engeller oluşturuyor. Bununla birlikte son dönemde “Avrupa’nın üzerinde yeniden dolanmaya başlayan proleter hayalet”in etkisi ve devrimci Marksizmin kararlılığı, Katalonya’da devrimci partinin inşası yolunda atılacak adımları güçlendiriyor.
Şimdi Tabandan, 11 Aralık’ta düzenleyeceği “genel bilanço” toplantısına hazırlanıyor. Tüm militanların ve sempatizanların katılımıyla gerçekleştirilecek bu toplantıda, seçimlere kadar yapılan çalışmaların değerlendirilmesinin yanı sıra, ittifakın geleceği de tartışılacak ve kararlaştırılacak. Enternasyonalist Mücadele bu toplantıya ittifakın devrimci proleter bir program çerçevesinde büyütülerek pekiştirilmesi şiarıyla katılacak. Bu yolda elde edilecek başarı, İspanya’da devrimci enternasyonalist partinin inşasında önemli bir adım oluşturacaktır.
Yorumlar kapalıdır.