Üniversite işgalleri: Bu bir sınıf savaşı!

İngiltere’ de hükümetin bütçe kesintileri kapsamında üniversite harçlarını üç katına çıkarma planı, İtalya’da üniversitelerin bütçesini kısıtlayan ve özelleştirmelerin önünü açan ‘eğitim reformu’…

Haftalardır İtalya ve İngiltere’deki binlerce öğrenci ve eğitim emekçisi hükümetlerin harçların yüzde 300 artışını öngören ve eğitime ayrılan bütçe kesintilerini içeren eğitim reformuna karşı isyan ediyor. Londra’da 50 bin öğrenci durumu protesto ederek Muhafazakâr Parti’nin bürosunu basarken, İtalya’da ise 15’i aşkın üniversite işgalde ve Roma’da meydanlar trafiğe kapatılmış durumda.

İtalyan hükümeti, bu reform sayesinde aslında Türkiye’de de uygulanmaya çalışılan Bologna Planı’nı işletiyor. Pakette rektör danışma meclislerinin iş dünyasından oluşması, yapılan araştırmalara kârlılık durumuna göre bütçe verilmesi, paralı sertifika programlarının zorunlu hale getirilmesi var. Tanıdık gelecektir ki, geçtiğimiz günlerde Yusuf Ziya Özcan da “ABD’de ve birçok dünya ülkesinde bu iş böyle yürüyor. Her okulun başında profesyonel işletmeciler var.” diyerek bu uygulamalara kapı aralamıştı. Nitekim Berlusconi de niyetini ‘İtalyan yapımı ayakkabıları bize para kazandırıyor, komünist profesörler değil’ diyerek özetledi.

Büyük resme bakıldığında durum ne bizim ülkemize, ne de Avrupa’ya özgü. Bu sözler yeni dönem eğitim politikalarının birer panaromasını veriyor. Hükümetlerin öğrencilere bu denli pervasızca yüklenmesi tesadüfi değil; ekonomik krizin ardından finans şirketlerini kurtarmak için hükümetlerin yaptığı harcamalar, örneğin İngiliz hükümetinin 8 Ekim 2008’den bu yana 1,5 trilyon sterlini aştı. Batan bankaların uğradığı zarar “kamulaştırılmış” oldu. Bu zararı ödemek vergi veren herkese düşüyor, özellikle de öğrencilere, emekçilere!

Borçlanarak mezun olmanın, mezun olunca işsiz kalmanın dünya çapında bir yaşam pratiği haline gelmesi, kuşkusuz öğrenci mücadelelerini arttırdı. Fransa’da emeklilik yasasına karşı yaşanan işgaller, Yunanistan’daki Politeknik İşgali, Gazze İşgali sırasında İngiltere’deki tepki işgalleri, Ankara Üniversitesi yemekhane işgalleri öğrencilerin yalnızca kendi ihtiyaçları için değil; güncel meselelere olan duyarlılıklarının ve düzen karşısında aldıkları konumun da bir ifadesi. Üniversite işgalleri her yıl neredeyse bu aylarda tekrarlayan kendiliğinden süreçler haline geldi. Fakat hükümetler bu muazzam gücün karşısında geri adım atmıyor ve paketleri geçirmeye devam ediyor. Çünkü burjuvazi, krizle birlikte aldığı darbelere rağmen dünya zirveleriyle planlar yapıyor, örgütleniyor. İşçi sınıfının ve öğrencilerin örgütsüzlüğünden, mücadelelerin dağınıklığından güç alıyor. Biz de öğrenciler olarak krizin mağduru emekçilerle birlikte tepkilerimizi kendiliğindenci süreçlerden, örgütlü ve sürekli mücadelelere dönüştürmeliyiz. İngiliz öğrenci Alan Whitaker ‘ın dediği gibi; “Bu bir sınıf savaşı. Bize savaş ilan ettiler, biz de onlara ediyoruz!”.

Yorumlar kapalıdır.