Bilinen bir Gerçek: Büyümeden Pay Almıyoruz

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR): “Asgari ücret ekonomik büyüme oranında bir artış kaydetseydi, bugün brüt 2 bin 324 TL olacaktı.” Yani, Asgari ücrete, aslında büyümeden pay ayrılmamış. Bu bildiğimiz bir şey, evet sürekli artan yoksulluğumuzun ve küçülen ekmeğimizin sebebi bu olsa gerek. Peki, ama neden ayrılmadı?

Çok basit, tam da “büyüyen Türkiye”, büyüsün diye. Nasıl mı? 2010 yılının ilk dokuz aylık döneminde Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla değerinin oranı yaklaşık yüzde 9 oranında artış gösterdi. Buna karşın dünyanın en büyük ekonomisine sahip ilk 20 ülke arasında bulunan Türkiye, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik İndeksine göre 169 ülke içerisinde 83. sırada… DİSK-AR’ın raporunda şu soru haklı olarak dillendiriliyor: “İran, Rusya, Sırbistan ve Suudi Arabistan’dan, insani gelişmişlik anlamında geri olmamız nasıl açıklanabilir?

Eğer, işçiye çok ücret verirseniz, ya da toplumsal olarak ürettiğinizi hakça bölüşürseniz, pazarda rekabet edemezsiniz. Eğer pazarda büyümek istiyorsanız, işçiyi daha çok sömürmelisiniz, burjuvazi bunu iyi bilir. O sebeple, asgari ücret denen, bir işçiyi işçi olarak bırakacak ücret hesabı yapar ve mümkün olduğunca bu ücreti düşük tutmaya çalışılır. Kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi, işte bu yüzden insafsızdır, insanlığa yakışmaz, karteller yağ bağlarken, işçi evinde üç kuruşun hesabını yapmak zorunda kalır, oysa eski bir şarkıda dediği gibi, “üretenlerin ellerinde yükselir dünya, tek başına olmadıkça…”

Peki, asgari ücret ne kadar olmalı? Öncelikle bunu işçiler kendi belirlemeli! Asgari ücretin tespitinde işçilerin gereksinimleri belirleyici olmalıdır. Asgari ücretten vergi kesilmemeli, aradaki fark patronların kârlarından alınarak kapatılmalıdır…

Yorumlar kapalıdır.