UPS işçileri : “Daha içeri girmedik!”
17 Ocak Pazartesi günü UPS Mahmutbey’e direniş ziyareti için artık son gidişimiz diye düşünüyordum. Çünkü son süreçte uluslararası baskı ve işçilerin Türkiye’de sendika ile uyumlu olarak kararlı bir biçimde direnişi sürdürmesiyle işçilerin sendikalı olarak işe iadelerinde büyük mesafe alınmıştı.
Gazetemizde düzenli olarak haberini yaptıysak da süreci bir kez daha özetleyelim:
- Öncelikle direniş bundan 8 ay önce 5 Mayıs 2009’da sendikalaşmaya çalışan işçilerin işten atılmasıyla başladı.
- İzmir, Ankara, Adana, İstanbul Mahmutbey ve Kurtköy gibi merkezlerde toplam 86 işçi TÜMTİS sendikası ile direnişe geçti.
- Direnişe TÜMTİS’in bağlı olduğu Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) bu süreçte çok fazla rol oynadı. UPS’deki işverenlerle görüşmeleri sağladı.
- Tabii ki sadece sendika yönetimi değil birçok ülkede (Almanya, ABD, Afrika gibi) işçiler UPS işçileri ile dayanışmak için sokağa döküldü. Ne yazık ki bunun istenen düzeyde devamı gelmedi.
- İşveren başta sadece kadrolu işçileri işe alacağını söylemişti. Şimdi gelinen noktada sonucun ne olacağını, nasıl bağlanacağını hep birlikte göreceğiz. Kuşkusuz firesiz ve sendikalı olarak tüm işçilerin işe iadesi önemli bir başarı olacaktır, hem UPS işçileri, hem TÜMTİS hem de işçi sınıf adına…
- Bunun yanı sıra işçilerin içeri sendikalı girmesi demek Türkiye’de taşımacılık gibi önemli bir sektörde binlerce işçinin sendika üyesi olması demek. Dahası kazanılmış bütün haklar alınacak. Son dönem gerçek bir kazanımla biten az sayıda direnişten biri olarak belki de diğerleri için bir kıvılcım olacak…
İşte Pazartesi günü Mahmutbey’deki işçileri ziyarete gittiğimizde çadırda bu olayların etkisi vardı. Bir işçiye “geçmiş olsun ağabey, artık mücadele içeriye taşınıyor” dedim. Sekiz ayın getirdiği sabır, deneyimle cevapladı, “Daha içeri girmedik!”…
Bu sözlerde daha önceden akrabaları dışında kimseye güvenmemiş bir adamın hiç tanımadığı insanlarla sekiz aydır sürdürdüğü kader birliğinin getirdiği güven,
Sendikanın ne olduğunu bilmezken şimdi onun için mücadele etmenin getirdiği bilinç,
Sendika bürokrasilerinin işçileri kolayca harcayabildiği bir dönemde ortada bırakılabilecek olmanın endişesi,
Çadırın içine tıkılıp kalmış bir direnişin, mahallede selamların kesilmesinin sıkıntısı,
Daha önceden çok güvendiği bir büyüğü gibi gördüğü işverenin ve onu ve ailesini korusun diye vergi ödediği polisin yaptıklarını görmenin getirdiği temkinli hava vardı.
Belki daha burada sayamadığım birçok mali, ailevi ve toplumsal sorunlar…
Mesele şu ki mücadele ve kazanım sabır ve fedakarlık gerektiriyor. Nitekim sekiz aydır direnişte bütün bu olaylarla pişen işçiler de içeri girmeden, iş bitmeden, erkenden sevinmiyor, bunu öğrenmişler. Evet, UPS işçileri halen direnişte ve hâlâ ziyaretleri bekliyorlar.
UPS’ye sendika girecek başka yolu yok!
Yorumlar kapalıdır.