Protestoyu terör suçu saymak

İki gün önce Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden bir yüksek lisans öğrencisinin evi basılarak apar topar Diyarbakır’a götürüldüğünü duyduk. Ders programına dahi ‘örgütsel doküman’ diye polislerce el koyulduğunu ve KCK davası kapsamında gözaltına alındığını öğrendik. Nejat tek değildi. Aynı operasyonla farklı illerden 17 öğrenci daha benzer durumu yaşıyordu. Şanslıydı, serbest bırakıldı ancak, diğer 12 öğrenci ‘örgüt üyeliği’nden tutuklu yargılanıyor.

Bir de yargılaması tamamlananlar var

Örgütlenmese de, örgütle bağı bulunmasa da ‘örgüt üyeliği’nden yargılananın vay haline… Geçtiğimiz günlerde, davaları yıllardır süren Dicle Üniversitesi öğrencilerinin yargılamaları seçim sonrasına bırakılmadan aniden tamamlandı. 2009’da öldürülen üniversiteli arkadaşlarını anmak maksadıyla okulda basın açıklaması yapan 8 öğrenciye ‘eğitim hakkını engellemek ve örgüt propagandası yapmak’tan 6-13 yıl hapis cezası verildi. Yaşlarının ortalama yarısı kadar hapis cezası alan bu öğrencilerin de artık eğitim hakları engellenmiş durumda.

Dersimiz: Örgüt üyeliği

Peki, örgütle herhangi bir bağı bulunmamasına rağmen öğrenciler nasıl ‘örgüt üyesi’ olmakla yargılanabiliyor veya ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç’ nasıl işleniyor? Bunu mümkün kılan AKP’nin çıraklık döneminde, 2005’te, yürürlüğe soktuğu yasalar.

Eskisinden daha demokratik olduğu söylenen yeni Türk Ceza Kanunu’na göre, “Örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır” (TCK 220/6). Yani üye değilsin ama üyeymişçesine cezalandırılabilirsin. Hangi eylemlerin “örgüt adına suç işlemek” kapsamına girdiği konusunda ise, ne TCK’da ne Terörle Mücadele Kanunu’nda bir düzenleme yok. Bu demek oluyor ki, bir eyleme mi gidiyorsunuz, bir örgüt bu eylemin çağrıcılığını yapıyorsa, eyleme gitmek dahi suç olabileceğinden eyleme giden herkes örgüt üyesi sayılıyor. Normalinde protesto sayılacak bir eylem, terör örgütü adına faaliyet oluyor. Hak aramak, sorgulamak neredeyse devlet aleyhine işlenen suçtan sayılıyor. Bilhassa Kürt yüzlerce çocuk ve gencin cezaeviyle tanışmasına ve uzun süreli hapis cezaları almasına bu hükümet ve yasaları sebep oluyor. AKP’nin getirdiği yasalarla darbeciler, işkenceciler değil, öğrenciler yargılanıyor.

Aynı nedenlerden ötürü ODTÜ öğrencisi Hüseyin Erdemir; geçtiğimiz yıl Van’da gerçekleşen Sosyoloji Kongresi’nde tutuklanan Özcan Şimşek ve yüzlercesi hâlâ hapiste. Dışarıda kalanlar olarak bu haksız tutuklamalara karşı ‘örgüt’lenmeyelim de ne yapalım?

Yorumlar kapalıdır.