Odatv davası görülmeye başladı
Ergenekon’un medya ayağı olduğu iddia edilen Odatv’ye ilişkin 11’i tutuklu 14 sanığın yargılandığı dava geçtiğimiz ay görülmeye başlandı. Yalçın Küçük, gazeteciler Soner Yalçın, Ahmet Şık, Nedim Şener, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Silivri Cezaevi’nde ölen eski MİT’çi Kaşif Kozinoğlu hariç tüm sanıklar, 8 ay sonra ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Sanık avukatları, reddi hâkim talebinde bulundu. Gerekçe olarak Odatv sitesinde yayınlanan, mahkeme başkanı Resul Çakır’ın da aralarında bulunduğu hâkimlerin ve Ergenekon savcılarının, emniyetin iftar yemeğinde çekilmiş fotoğrafları gösterildi (Bu arada hatırlatalım, bahsi geçen fotoğrafların haberini yapan Barış Terkoğlu da tutuklandı ve sanıklar arasında). Mahkeme heyeti talebin üst mahkemeye gönderilmesini kararlaştırdı. Duruşma 26 Aralık’a ertelendi.
Ergenekon davası uzadıkça uzuyor
Ergenekon davası başlayalı 3 yıl geçti. Hükümeti eleştiren veya hakkını savunan pek çok kişi veya kuruma Ergenekoncu denilerek dava açıldı. Derinleşmesi gereken operasyonun içi boşaltıldı. 12 Eylül’le ve derin devletle hesaplaşacağız diyen hükümet, 12 Eylül referandumunun üzerinden 1 yıl, seçimlerin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen ne yargı ne de Ergenekon konusunda somut bir adım atmadı. Hatta aksine, Hizbullah davasında tutuklu yargılananların serbest bırakılmasını yargının hızlandırılması diyerek savundu. Ergenekon davasının ağır işlemesine ve sanıkların sebebi bile söylenmeden tutuklu kalmalarına ise göz yumuyor. Bu ve tüm davaların sağlıklı işletilmesini sağlamak hükümetin ve başbakanın görevi değil mi?
Referandumla birlikte yargı ve yürütmeyi daha eşgüdümlü hale getiren hükümet, elindeki gücü yargıyı şeffaflaştırmak için kullanmıyor. Onun yerine Avrupa hükümetlerini örnek alarak havuç-sopa politikasından taş-sopa politikasına kayıyor. Erdoğan 23 Nisan’da “egemenlik duvarda değil, milletin kendisinde olacaktır” dedi ama kendinden ve patronlardan başka kimseyi kâle almıyor.
Yorumlar kapalıdır.