Puşi davası sonuçlandı, kavga bitmedi daha yeni başlıyor!

20 Şubat 2010 tarihinde Kağıthane’de otobüs durağında beklerken polisler tarafından gözaltına alınan Cihan Kırmızıgül’ün onuncu ve son duruşması 11 Mayıs 2012 tarihinde Çağlayan Adalet Sarayı’ndaki 14. Özel Yetkili Agır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Cihan’ın 11 sene 3 aylik mahkumiyetine hükmederek, adalet kurumlarının çürümüşlüğünü bir kez daha göstermiş oldu. Aynı kanun, aynı mahkeme heyeti Hrant Dink davasinda suçun örgüt suçu olmadığına hükmederken, Cihan’a, örgüte yardım ve molotof kullanmaktan 11 yıl 3 ay hapis cezasini uygun gördü.

Olmayan suçun delili olmaz diyorduk. Cihan’ın dosyasında elle tutulur tek bir delil dahi yokken, Cihan’a ve ‘puşi’ye ceza kesen mahkemenin karar duruşmasının tutanağında tarihe geçecek bir hüküm bulunuyor: “puşi tabir edilen bez parçasının suçta kullanıldığı anlasıldığından TCK’nın 54. Maddesi geregi MÜSADERESINE karar verilmiştir.” Bu durum karşısında, 11 Mayıs akşamı Taksim’de Tutuklu Ögrencilerle Dayanişma İnisiyatifi ve Ögrencime Dokunma Kampanyası’nın başını çektiği, Cihan’ın arkadaşları, GSÜ öğretim elemanları ve kararı protesto edenlerle birlikte 1000’i aşkın kişinin katildigi gösteride haykırıldığı gibi, “Susmayacagiz, kavga bitmedi, daha yeni basliyor!”.

Öte yandan Cihan Kırmızıgül’ün davasının münferit bir dava olmadığını da biliyoruz. Çoğunluğu devrimci ve/veya Kürt hareketine mensup 600’den fazla öğrenci, “terörizm” bahanesiyle tutuklu durumda. Kürt hareketine, sosyalistlere, muhalif gazeteci ve aydınlara dönük baskının giderek yoğunlaştığı bir döneme giriyoruz. Tüm bu baskıların esas sorumlusunun, dilinden “demokrasi” lafını düşürmeyen AKP hükümeti olduğunu da biliyoruz. Hükümetin baskı politik baskılarına karşı özgürlük mücadelemiz kaldığı yerden, güçlenerek devam edecek.

Terörle Mücadele Kanunu ve Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılsın!

Tutuklu öğrenciler ve siyasi tutsaklar serbest bırakılsın!

Yorumlar kapalıdır.