Eğitimdeki kesintilere karşı öğrenciler sokakta!

Devletin kamu harcamalarına daha az pay ayırıp, bu alanları özel sermayenin yararına terk etmesi süreci 1980’li yıllarla başlamıştı. 1990’lı yılların sonlarına geldiğimizde de, önümüzdeki 20 sene için, özel sermaye çıkarına devletin boşaltacağı alanların başında sağlık ile eğitim sektörleri gelmekteydi ve buralardan elde edilecek kârlar da çok yüksek meblağlarla telaffuz edilmekteydi. Günümüzde ise eğitimin özel sermayenin hizmetine açılması ve bu yolla piyasanın, eğitimin niteliğini kendi ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendirmesi yüksek bir hızla devam etmektedir. Buna bir de ekonomik krizle beraber devletin kamu alanında yoğun bir şekilde kesinti programları uygulaması eklendiğinde, eğitim sektörü neoliberal saldırıların en derin hissedildiği yerlerden biri haline geldi ve bu koşullar dünyanın birçok yerinde kitlelerin sokağa dökülmesinin önünü açtı.

Geçtiğimiz ay İspanya hükümeti eğitim harcamalarında 3 milyar avro kesintiye gideceğini açıkladı. Ayrıca tasarruf planı kapsamında, sınıf başına düşen öğrenci sayısını artırmak ve üniversite harçlarını yüklü bir zam yapmak da düşünülüyor. Zaten kriz koşullarının dayanılmaz hale geldiği İspanya’da bu program açıklandıktan sonra, eğitim emekçileri, öğrenciler ve velilerin katılımıyla bir günlük grev ilan edildi. Bir günlük grevden sonra bölgesel eylemler devam etse de şu an için İspanya hükümeti geri adım atmış değil.

Kanada’nın Quebec eyaletinde, hükümetin, üniversite harçlarına yüzde seksen oranında zam yapacağını açıklamasının ardından öğrenciler Şubat ayından beri kitlesel gösteriler düzenlemekte. Yüz günü aşkındır süren eylemlerde öğrencilere oldukça sert davranan Quebec yerel hükümeti, iki hafta önce olağanüstü hal yasasını yürürlüğe soktu. Hükümetin baskılarına rağmen 180 bine yakın öğrenci direnmeyi sürdürürken şu ana kadar 2500 kişi tutuklandı.

Şili’de de eğitimin piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmesine ve harç zamlarına karşı öğrenciler 8 aydır eylemlerini sürdürmekte.

Türkiye’ye dönüp baktığımızda ise, ilk ve ortaöğretimde tartışması yapılan 4+4+4 yasası ve üniversitelerde neoliberal dönüşümün daha yoğun hissedilmeye başlaması belki şu an için öğrencilerin seferber olmasına yol açmıyor. Ancak eğitimdeki dönüşümün tüm dünyada eş zamanlı olarak yürütüldüğü düşünüldüğünde, İspanya’da, Kanada’da ya da Şili’de direnen öğrencilerle dayanışma kültürünü oluşturmanın önemi daha net anlaşılabilir.

Yorumlar kapalıdır.