Kürtaj yasası rafa kaldırıldı ama…

Kürtaj hakkı bizim için konuştuk, tartıştık, rafa kaldırdık gibi bir mesele olamaz, zira bugün sadece tartışılan kürtaj hakkımız, yarın kürtajın engellenmesi ile devam edebilir, hatta zinanın suç sayılması, belki boşanma hakkımıza da el atacak yeni düzenlemelerle, toplum mühendisliğine soyunmuş AKP’nin yaratmak istediği muhafazakâr bir toplum projesinin adımları atılabilir.

Bu nedenle, onlar kürtaja ilişkin düzenlemeleri rafa kaldırdık deseler de olası düzenlemelere karşı hazırlıklı ve bu konudaki politik tutumlarımızı belirlemiş olmak oldukça önemli.

Devlet hastanesinde zaten kürtaj yapılmıyor!

Başbakanın “kürtaj yasaklanmalıdır” çıkışından sonra konuya yeni bir mesele gibi yaklaşıyor olunsa da; süreç içerisinde uygulamalardan ve deneyimlerden kürtajın birçok devlet hastanesinde fiilen gerçekleştirilmediğini öğreniyoruz.

2 Nisan 2009 tarihli Birgün gazetesinde, Sevgim Denizaltı’nın haberine göre; İstanbul’da 15 devlet hastanesinden yalnızca iki tanesi evlilik şartı aramadan (evlilik şartı aramak kanuna aykırı) kürtaj yapıyor. Yedi hastane “yalnızca sağlığı tehdit eden zorunlu durumlarda” kürtaj işlemi yaptığını açıklıyor. Ayrıca Ayşe Toksöz’ün Kasım 2010-Mart 2011 arasında 8 devlet hastanesinde yaptığı araştırmaya göre; kürtaj uygulamalarındaki keyfilikler, kural yorumları belirsizlikler ve yetersizlikler kadınlar için çok zor durumlar yaratıyor. Öyle ki bazı hastanelerin yetersizlikten dolayı sadece 7-8 haftaya kadarki gebelikleri sonlandırabiliyor. Bir başka hastane, yönetmeliği kendine göre yorumlayarak kürtaj yapma hakkı olmadığına karar verip operasyonları durduruyor. Hastanelerin hemen hemen hepsi yasada gerekmediği halde kocanın rızası için fiilen orada olmasını şart koşuyor.

Anadolu’da ise yerel görevlilerin aktardıklarına göre; gayrı resmi bir kürtaj yasağı yıllardır tatbik ediliyor; “Konya’da kadın doğumcular ‘günah’ gerekçesi ile gebeliği sonlandırma taleplerinin büyük bir kısmını geri çeviriyor; hatta çocuk sakat olduğu için gebeliği bitirmek isteyen kadınlara “din psikolojisi” ile ‘çocuk sakat da olsa Allah’tandır; Allah onu sana sabrını denemek için vermiştir’ diyerek propaganda yapılıyor.” Yani kürtaj olmak isteyen kadınlar bu konuda bilgilendirilmek yerine, ikna odalarına alınarak bu kararlarından vazgeçmeleri sağlanıyor.

Dahası sağlık sigortası babası veya annesi üzerinden olan bekâr kadınların devlet hastaneleri kürtajı uygulasa bile katkı payı kesimleri nedeniyle bilgi ailelerine ulaşacağından özel kuruluşlarda kürtaj yaptırmak durumunda kalıyorlar. Bu durumda gerçekten kürtaj hizmeti veren sadece muayenehaneler ve klinikler kalıyor. Kısaca ufak bir değişiklik denen muayenehaneler ve kliniklerde kürtaj yapılmasının yasaklanması fiiliyattan hareketle bekâr kadınların kürtaj yaptırmasının ve de genel olarak kürtajın yasaklanması anlamına geliyor.

Paranoyak değiliz, iktidarı tanıyoruz!

Yakın zamanda bir aile hekiminin, kızının hamile olduğunu babasına bildirmesi nedeni ile gebe kadınların fişlemesi meselesi, sağlıktaki sıcak gündemi daha da alevlendirdi. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aksoy yaşanılan gelişmelerle ilgili Radikal gazetesine, fişleme paranoyası oluştuğuna bunların yersiz olduğuna ve yakında yapılacak değişikliklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalarda, kadın ve erkeklere doğum kontrol yöntemlerinden kürtaja, kondom kullanmaktan genetik hastalıklara, normal ve sezaryenle doğuma kadar her türlü bilgi çok detaylı bir şekilde verilecek kurumlar oluşturulacağını ve evli olmayan çiftlere de açık olacağını belirtti. Ancak GEBLİZ, ASM (Aile Sağlığı Merkezleri’nde) kadınlara doldurtulan “15-49 kadın izleme fişi”, kan testi yaptıranlardan TC kimlik no istenmesi vb., açıklamalar olumlu gözükse de, sürmekte olan uygulamalar ve kürtajın gayri resmi yasak olduğu bir ortamda tam anlamıyla karşılığının bulunmayacağını gösteriyor.

Güvenli, ücretsiz kürtaj hakkı istiyoruz!

Özetlersek bakanlar olumlu ya da olumsuz ne derse desin, kürtaja erişim zaten oldukça zorlaştırılmış durumda. Kürtaj olmak isteyen kadınlar hâlihazırda pek çok engelle karşılaşıyorlar. Oysa biz kadınlar olarak, ne zaman ve kaç tane çocuk doğuracağımıza kendimiz karar vermek istiyoruz. Bu nedenle, erişilebilir, güvenli ve ücretsiz kürtaj hakkı istiyoruz!

Yorumlar kapalıdır.