“Bizden korkmuyorlar da, kafalarındaki bizimle ilgili düşüncelerinden korkuyorlar!”
6 Ekim gecesinden beri sürekli bir endişe içerisindeyiz. Her yazılana her çizilene bakmaya, yorumları takip etmeye çalışıyoruz. Neden mi? Avcılar’da yaşayan trans bireylere (biyolojik olarak cinsiyet değiştirmiş kişi) yönelik linç oldu olacak korkusu yüzünden!
Daha geçtiğimiz gün, Antalya’da Sarı Serap iki kişi tarafından boğazı kesilerek infaz edilmeye çalışılmış, polis, arkadaşlarının başına toplanan Trans kadınlara dağılın diyerek biber gazı sıkmıştı. O haldeyken Serap’a da biber gazı sıkan polis, Serap’ın kan kaybından ölmesine neden olmuştu. Her gün nefretin doğurduğu şiddet bu kadınları evlerinde, işyerlerinde, sokakta kısaca her yerde buluyor, infaz ediyor.
Hal böyleyken İstanbul Avcılar’da 6 ekim gecesi 50-60 kişilik bir grubun trans bireylerin yaşadığı sitenin önünde buluşup halkı lince davet etmesi birçok insanı tedirgin etti. Translara destek olmak için giden kalabalık linç girişimine karşı transların tek koruması oldu, keza polis duruma seyirci kaldı. 16 Ekim’de yeniden toplanan grup, bu sefer fiili olarak saldırmak için bir araya geldi. Çocukların da nefret söylemleri ile kışkırtıldığı eylemde bir trans yaralandı.
Avcılar için önceden uyarılmıştık!
Avcılar’daki saldırıdan önce Kanaltürk televizyonunda Neşter isimli programın sunuculuğunu yapan Mehmet Aydın, programına telefonla bağlanan trans bireylerin isimlerini, yaşadıkları yerleri ifşa etmiş, trans bireyleri nefretin hedefi haline getirmişti. Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan KaosGL, “Avcılar yeni bir linç bölgesi mi olacak?” diye sormuş, “Trans vatandaşların barınma hakkı gasp edilemez” demişti.
Açıklamadan iki gün sonra İstanbul Avcılar’da gerçekleşen linç girişimine polis müdahale etmedi.
Evlerinin değeri düşüyormuş!
LGBT Dayanışma Derneği’nin kurucularından Ebru Kırancı, meselenin rant meselesi olduğunu söyledi. Kırancı, mahalle sakinlerinin yaptıkları saldırı girişiminde, evlerinin değerinin düşüklüğünden yakındıklarını anlatarak, buna trans bireylerin bu sitede yaşamasının sebep olduğunu savunduklarını aktardı. Lambda’dan Umut Kaan Özdemir de Sendika.Org’a 6 Ekim gecesini anlatırken, trans bireylerin yaşadığı sitenin deniz kenarında olduğunu ama depremde oldukça büyük hasar aldığını söyledi. Bu nedenle yalnızca öğrencilerin ve trans bireylerin yaşamayı kabul ettiğini söyleyen Özdemir, bu nedenle can güvenliklerinin olmadığını belirtti ve devam etti: “Ama sokakta yürüyemeyen insanlar, evlerinin kalitesini sorgulayabilecek durumda olmazlar.” Özdemir ayrıca bölgenin SİT alanı olduğunu, bununla ilgili bir rant kavgasının bulunduğunu söyledi.
Kırancı’nın verdiği bilgilere göre 120 dairenin bulunduğu sitede 14-15 trans birey yaşıyor. Bulundukları apartmanın diğer sakinleri ne saldırıda yer aldı ne de saldırıyı destekliyor. Lambda İstanbul’un avukatı Fırat Söyle de , Avcılar’daki eylemin arka planını ÇMC TV’ye anlattı. Söyle, eylemin transfobik bir eylem olduğunu, polisin tutumunun da taraflı olduğunu söylerken, yaşananlarla ilgili olarak, “Rant olayının dışında, bu insanlar bir ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Bu insanların transseksüel kimliklerinden dolayı oradan çıkarılmaları veya ayrılmalarının istenmesi, bu bir ayrımcılıktır.” dedi.
Bölgedeki translar hem polisler hakkında, hem de insanları oraya toplayan ve kin ve düşmanlığa tahrik edenler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mahallede oturan trans bireylerden Oya Sultan ise insanların asıl dertlerinin fuhuş olmadığını söyleyerek, “İnsanların bize karşı önyargıları var; bizden korkmuyorlar da, kafalarındaki bizimle ilgili düşüncelerinden korkuyorlar” diyerek başlangıçta sorun olmayan bir meselenin bu kadar büyütülmesinde önyargıların ve mülk kaygılarının ne kadar etkili olduğunu anlattı.
Yorumlar kapalıdır.