Karadeniz’de BDP’ye linç girişimi ve İmralı görüşmeleri
Kürt sorununda yeni bir dönemece girdiğimiz şu günlerde toplumun çeşitli kesimleri süreçle ilgili beklentiler içerisine girmiş durumda. Kürtler, barış umudunu canlı tutmak ve kalıcı bir barışa kavuşmak için süreçten beklenti içine girdi. BDP ve HDK heyeti bu beklentiler doğrultusunda bir Karadeniz turu yapmak istedi.
Karadeniz insanının milliyetçi yapısını da hesaba katarak bir tura çıkıldı. Çorum’da başlayan Karadeniz turu, BDP ve HDK heyetini umutlandırmıştı. Çünkü BDP ve HDK kafilesi Çorum’da çiçeklerle karşılandı. BDP ve HDK kafilesi, “Epeydir çiçeklerle karşılanmıyorduk. Biber gazıyla karşılanmaya alıştığımızdan bu durum bize iyi geldi”, diyerek esprili bir dil kullandı.
Çorum’dan Sinop’a geçen BDP ve HDK heyeti öğretmen evine gitti. Öğretmen evinin önü milliyetçi bir grup tarafından işgal edilerek olay çıkartıldı. Irkçı sloganlar atan topluluk sürekli çoğalarak yaklaşık bine ulaştı. Türk bayrakları açıp ırkçı sloganlar atan grup yüzünden BDP heyeti 10 saat öğretmen evinden çıkamadı. Irkçı grup, BDP heyetinin araçlarına saldırarak tahrip etti. Bu duruma seyirci olan polis, ancak 10 saat sonra müdahalede bulundu.
BDP’li Sırrı Süreyya Önder, provokasyon olayını sosyal medya üzerinden anlattı. Önder, “İçeriye taş ve yanıcı madde atılıyor, polis bir şey yapmıyor. Kendi önlemimizi alıyoruz”, sözleriyle yaşananlara tepki gösterdi. 10 saatlik kabusun ardından heyet, Sinop’tan ayrıldı. BDP heyeti gece saatlerinde Samsun’a ulaştı. Samsun’da da aynı protestolar devam etti. Saldırganların şiddetinden TKP, Halkevleri ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi il teşkilatlarının bulunduğu bina da nasibini aldı. Bu olayların ardından BDP ve HDK’li heyet Karadeniz turuna son verdi.
Meclis kürsüsünde bazı milletvekilleri bunlar yaşanırken, “Linç girişiminde bulunan gençler en doğal protesto hakkını kullandılar”, diyerek bu linç girişimine neredeyse madalya takacaklardı.
Bu arada İmralı’ya gidecek olan ikinci BDP heyeti belirlendi ve ziyaret gerçekleştirildi. Heyette şu isimler vardı: sosyalist kimliği ile tanınan Sırrı Süreyya Önder, muhafazakar kimliği ile Altan Tan, BDP’nin kurumsal kimliğini temsil eden Pervin Buldan. Aslında BDP’nin göndermek istediği heyet bu değildi ama süreç bu isimlerin gitmesi sonucuna vardı. Elbette önemli olan isimler değil o isimlerin taşıdığı misyondur. Buna katılmakla birlikte bu durum, süreç içerisinde iktidarın heyete müdahale etmesi gibi heyetin konuşacaklarına da müdahale etme sonucunu doğurabilir. Süreçten diyalog değil monolog çıkma tehlikesi de mevcut. Yani ez cümle; iktidar kendi çalıp kendi oynamak niyetinde.
Bu satırlar yazıldığı sırada İmralı görüşmelerinin içeriği net olarak toplumla paylaşılmamıştı. Süreç olarak barışın gelmesi ve çatışmasız bir ortamın sağlanması iki tarafın da samimi tavırlarıyla gerçekleşebilir. İktidar, BDP’yi samimiyete davet ederken kendisi de samimi olmalı, bu sürecin olumlu yürümesi için çaba sarf etmelidir. İmralı görüşmeleri Kürt halkı arasında büyük beklentilere yol açtı. Bununla birlikte milliyetçi güruh durumdan hiç de memnun değil. Barış yolu uzun ve zorlu olacak. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını savunmaya devam edeceğiz.
Yorumlar kapalıdır.