Alibeyköy’de 1 Mayıs etkinliği
İşçi Cephesi, 1 Mayıs çalışmalarının başlangıcını, Alibeyköy’de gerçekleştirdiği etkinlikle yaptı. “Güvenceli iş, onurlu bir yaşam ve halkların özgürlüğü” şiarıyla, 1 Mayıs öncesi sınıflar mücadelesinin güncel durumunu tartışmak adına gerçekleşen etkinlik, ilk olarak, işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ın doğuşunu, 8 günlük işgünü mücadelesini ve bugün hangi koşullar altında 1 Mayıs’a hazırlandığımızı anlatan bir belgeselle başladı. Ardından İşçi Cephesi gazetesinden bir işçi yoldaşımızın yaptığı sunumda öncelikle, 1 Mayıs’ın Türkiye serüveni anlatıldı. 1925’ten 1975’e dek yasaklı olan 1 Mayıs, işçi sınıfının uyanışının ve mücadele sahnesine çıkışının bir simgesi olarak 1976 ve ’77 yıllarında yüz binlerin katılımıyla Taksim Meydanı’nda kutlanmıştı. Devletin ’77 1 Mayısı’na saldırarak gerçekleştirdiği katliamla, yükselen işçi hareketi bastırılmaya çalışılmıştı. 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi ve Taksim Meydanı’nın yeniden 1 Mayıs’lara açılması ise, uzun ve zorlu mücadelelerin ardından gerçekleşmişti.
Sunum, sınıflar mücadelesinin güncel durumunun ve öne çıkarmamız gereken talep ve sloganların ele alınmasıyla devam etti. 2013 1 Mayısı’na dünya ekonomik krizinin tüm hızıyla devam ettiği, Avrupa’da emekçilere dönük saldırıların yoğunlaştığı fakat buna karşın mücadelelerin de derinleştiği, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da, diktatörlerin devrildiği birinci aşamadan, mücadelelerin İslamcı hükümetleri hedef aldığı ikinci aşamaya geçildiği ve mücadelenin sürdüğü bir dönemde girildiği vurgulandı.
Türkiye’de ise işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları üzerindeki saldırıların derinleştiği, hükümetin esnek ve güvencesiz çalışmayı, taşeron sistemini temel çalışma düzeni haline getirmeye çalıştığı belirtildi. Buna karşın, BEDAŞ’ta ve Koç Üniversitesi’nde işçilerin taşerona karşı mücadelesi, metal ve havayolu sektörlerinde toplu sözleşme sürecinde işçilerin greve hazırlanması, üniversitelerde asistanların güvencesiz çalışma koşullarına karşı direnişleri örneklerinde olduğu gibi çeşitli sektörlerden emekçilerin bu saldırılara karşı mücadele ettiği vurgulanarak, bugün için asıl görevin bu mücadeleleri birleştirmek ve hükümetin neoliberal saldırılarına karşı topyekün bir mücadele hattı oluşturmak gerektiği ifade edildi. İmralı görüşmeleriyle başlayan süreçte ise, belirleyici olanın Kürt halkının ve emekçilerin yürüteceği mücadele olduğu, Kürt halkının başta anadilde eğitim olmak üzere tüm ulusal haklarının derhal tanınması gerektiği belirtildi.
Sunumun ardından çeşitli sektörden işçiler söz alarak, kendi işyerlerinden ve deneyimlerinden örneklerle taşeron ve güvencesiz çalışmanın yaratttığı tahribatı ve buna karşı örgütlenmek ve mücadele etmekten başka bir yol olmadığını vurguladılar. Öne çıkan bir diğer konu ise, 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasına rağmen, birçok atölyede ve işyerinde işçilerin 1 Mayıs’ta zorla çalıştırıldıkları, patronların bu hak gaspına izin verilmemesi gerektiği oldu. Etkinliğimiz, 1 Mayıs’ta alanlara güçlü bir katılım çağrısıyla son buldu.
Yorumlar kapalıdır.