THY 15 Mayıs’ta greve çıkıyor!

Hava-İş Sendikası uçuş güvenliği ve iş güvencesi taleplerinin THY yönetimince karşılanmaması ve müzakere sürecinin tıkanması üzerine 15 Mayıs’ta greve çıkma kararı aldı. Geçtiğimiz yıl, havacılık iş koluna getirilen grev yasağına karşı eylem yapan 305 THY çalışanının işten atılmasıyla başlayan süreç, grev yasağının daha sonra çıkan yasalarla kaldırılması ve mahkemelerin aldıkları işe iade kararına rağmen atılan işçilerin geri alınmaması üzerine bugünkü noktaya geldi.

Hava-İş’in uzun uçuş süreleri, dinlenme hakkının tırpanlanmaması, yarı zamanlı çalışan işçilerin toplu sözleşme kapsamına alınması, istirahat raporu alanların işten çıkarılmaması, kazanılmış sendikal hakların geriye götürülmemesi, kadın personelin kılık-kıyafetine ilişkin alınan kararların geri alınması ve eski personelin kıdem intibaklarının yapılması, esas olarak da atılan işçilerin geri alınması gibi taleplerle aldığı bu karar sonrasında, Maliye Bakanı’nın “THY’nin yanındayız, gereğini yaparız.” demesi sürece ışık tutuyor.

Getirilen grev yasağının bir gecede kaldırılması, işkollarının birleştirilmesi yoluyla ulaşım sektöründe faaliyet gösteren sendikaların yetkilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakılması ve hükümetin grev yasağına karşı çıkan THY işçilerini “suçlu” ilan etmesi, durumun hükümet tarafından nasıl algılandığının bir göstergesi. Uzlaşmacı bir makyaj arkasında her türlü grev, toplu sözleşme ve sendika hakkına saldıran hükümetin son olarak 1 Mayıs’ta sendikalara karşı sergilediği tutum önümüzdeki dönemde mücadelenin çetin geçeceğine işaret ediyor. Böyle bir süreçte, barajsız-yasaksız grev hakkı için, toplu sözleşme hakkı için, iş güvencesi için, sendika bürokrasisine rağmen sendikaya sahip çıkarak mücadeleyi ileri taşımak zor ama kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde duruyor. Zira süreci kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar değil, mücadelenin seyri belirleyecek.

Yorumlar kapalıdır.