5 Haziran Grevi: Uyarı grevi yetmez, genel greve!

5 Haziran’da Devimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Gezi Parkı Direnişi’ne destek amacıyla iş bırakırken, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) de 4 Haziran saat 12.00’de iş bırakıp, 5 Haziran’da ise uyarı grevi gerçekleştirdi. Grevi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) de destekledi.

5 Haziran günü KESK’e bağlı sendikalar saat 13.00’te Unkapanı İMÇ Blokları’nda toplanarak yürüyüşe geçerken, DİSK’e bağlı sendikalar ve destek veren gruplar Şişli’de toplanarak Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş-Güvenli Gelecek, Demokratik Bir Türkiye” talebiyle kamu hizmetlerini durduran emekçiler yürüyüş boyunca “Hükümet İstifa!”, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganlarını attılar. Emekçiler Taksim Meydanı’na vardıklarında AKP hükümeti ve polis şiddeti protesto edilirken, direnişte hayatını kaybedenler de anıldı.

Greve çıkan kamu emekçilerinin Ankara Kızılay’daki eylemine ise akşam saatlerinde müdahale eden polis, saldırısını beş saate yakın, Kızılay ve civarındaki tüm caddelerde sürdürdü. Halkın da yoğun direniş gösterdiği olaylar sırasında polis Sakarya Caddesi ve Tuna Caddesi’nin bulunduğu tüm sokak ve caddelerde yoğun gaz bombası ve tazyikli su saldırısını devam ettirdi. Bu arada KESK’in iş bırakma eylemine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı “İşten atılırsınız” tehdidiyle yanıt verdi. Melih Gökçek, belediyede örgütlü KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen’e üye çalışanların iş bırakması halinde “işten atılacakları” yönünde bir genelge yayınladı.

KESK’in yaptığı grev çağrısı kapsamında açıklama yapmak isteyen kamu emekçilerine, Rize’de de polis gözetiminde ülkücüler saldırdı. SES Rize Şubesi’ne sığınan emekçiler bir süre bekledikten sonra, grubun dağılmasının ardından binadan çıkabildi.

Bilindiği üzere KESK grev kararını Taksim Gezi direnişi başlamadan önce almıştı. Sebep ise Hükümetin 657 Devlet Memurları Yasası’nda yapacağı değişiklikle kamudaki iş güvencesinin tamamen ortadan kalkmasına ilişkin bir itirazdı. Ancak Taksim Gezi direnişi ile başlayan ve hükümete yönelik protestolara dönüşen hareketin basıncı sendikaları da zorlayarak grevin çehresini genişletti. Ancak “hükümet istifa” talebinin kitlelerce güçlü bir biçimde atıldığı, emekçilerin, güvencesiz gençliğin, geleceksiz öğrencilerin barikatlarda çatıştığı böylesi bir dönemde işçi örgütleri sahneye çıkmalı, üretimden gelen güçlerini derhal kullanmalıdırlar. Yoğun emek sömürüsü, güvencesizlik ve baskının müsebbibi olan hükümete cevabımız uyarı grevi değil, genel grev olmalıdır.

Yorumlar kapalıdır.