Darphane İşçilerinin Grevi 1 Ayı Doldurdu

1 aydır grevde bulunan Darphane çalışanlarından biri olan, aynı zamanda da Basın-İş Sendikası’nın Mali Sekreteri Çetin Akyayla ile, grev, şu ana kadarki süreç, işçi sağlığı, çalışma koşulları ve ücretler üzerine sohbet ettik.

Bize direnişin nasıl başladığını anlatır mısınız?

1 Ocak 2013 tarihi itibariyle bizim toplu sözleşmemiz başlar. Bu iki yılda bir yapılır. Bizim 45 tane idari maddemiz vardı. İşveren (devlet adına Kamu İşverenleri Sendikası) ve Basın-İş olarak oturumlara gidiyoruz. 3 tane oturum geçtik. Ancak bir tane bile idari madde geçemedik. 8 Temmuz itibariyle de grev kararını aldık. 8 Temmuz saat 14:00 itibariyle çıktık. Bugün 31 gün oldu. Taleplerimiz, isteklerimiz karşılanana kadar devam edeceğiz.

Talepleriniz nelerdir?

Ücret konusunda taleplerimiz var. İçerideki çalışma koşulları da işçi sağlığına ve güvenliğine uymayan koşullar. Mesela atölyelerin hiçbirisinde iklimlendirme yok. Herkes her yerde çalışır mantığı var. Sabah içeri girdiğiniz zaman kimin nerde çalışacağı belli değil. Bir gün matbaacısın, bir gün para basıyorsun, bir gün altın basıyorsun, bir gün pasaport yapıyorsun. Karmakarışık bir düzen.

Yönetimle aranızda görüşmeler oldu mu hiç?

Grevden sonra hiç bir görüşme olmadı. Grevden önceki görüşmelerde de zaten sonuç alınamadı. Zaten bir sonuç alınmış olsaydı, greve çıkmazdık.

Çalıştığınız iş yeri, yani darphane kimlere ait?

Direkt olarak Başbakanlığa, Hazine Müsteşarlığı’na bağlı.

Düzenli çalışanların yanında, belli dönemlerde istihdam edilenler var mı?

Yok. Burada çalışan 250 kişinin 250’si de kadroludur. Üretimde geçici işçi veya içeride çalışan taşeron yoktur ancak temizlik işinde taşeron çalıştırıyorlar.

Çalıştığınız sanayideki iş bölümünü kısım kısım belirtebilir misiniz?

Şimdi bizim dökümhanemiz var, altını döken. Hadde atölyemiz var, altınları haddeleyen, istediği inceliğe düşüren. Baskı bölümü var, altınların basıldığı. Kendimize ait onarım atölyemiz, marangoz atölyemiz , sanat atölyemiz, mine atölyemiz, yani her türlü atölyemiz var bizim.

Çalıştığınız iş nasıl bir fiziksel ve psikolojik güç gerektiriyor? İşçi sağlığı üzerinde ne gibi etkileri oluyor?

İki yıldır bizde çok fazla meslek hastalıkları çıkmaya başladı. Yılda bir sefer Maltepe’deki Meslek Hastanesi’ne kontrole gidiyoruz. Son dönemlerde idrarda fenol denilen bir madde çıktı. Ve iş yeri çok gürültülü bir ortam olduğu için çoğumuzda işitme kayıpları var. Tabi işitme kaybının tedavisi yok. Sadece ilerler gerilemez. Bir tedavisi de yok. İşitme kayıpları çeşitli meslek hastalıkları hepimizde baş gösteriyor.

Darphanedeki sağlık şartlarıyla ilgili bir belediye ve hükümet kontrolü var mı?

İş yeri hekimi var. İşçi sağlığı ve güvenliği uzmanımız da var içeride. Tabi aylık kontroller yapılıyor ancak yeterli tedbirler alınmıyor.

Günde kaç saat, haftada kaç gün çalışıyorsunuz?

Günde 10 saat çalışıyoruz. 1 saatlik öğlen paydoslarını çıkardığınızda haftalık çalışma süremiz 45 saat. Cumartesi gelmemek için hafta içi bir saat fazla çalışıyoruz. 5 gün üzerinden 45 saati dolduruyoruz.

Hiç gece vardiyası oluyor mu?

Tabi, biz greve çıkmadan önce iki vardiya çalışıyorduk. 2004’te ve ardından 2008’de YTL atılırken 3 vardiya çalıştık. Bu sene altın yoğunluğundan iki vardiya çalışıyorduk, tabi grev dolayısıyla askıya alındı şu an.

İçerideki makineler, darphanedeki makineler yenileniyor mu, teknolojik olarak gelişiyor mu?

Tabi tabi, teknolojik açıdan yenileniyorlar.

Makinelerin artması ve gelişmesi sonucu, çalışmanın yoğunluğu artıyor mu, azalıyor mu?

Herhangi bir azalma söz konusu olmuyor. Bu sene iş yoğunluğu çok fazla. Şöyle düşünelim: Geçen yıl biz 12 ayda 40 ton altın işlemişiz. Bu sene sadece Haziran’ın sonuna kadar olan sürede 63 ton işledik. Yani işin yoğunluğu azalmıyor. Elbette her dönem bu kadar yoğun değil ancak makine gelişse de, sayısı artsa da, pazar istedikçe çalışma yoğunluğumuz azalmıyor.

Üretimin 40 tondan 63 tona çıktığını, hem de bunun normal süresi olan 1 senede değil, birkaç ayda olduğunu söylediniz. Üretimdeki bu denli bir artış sonucu, ücretlerde herhangi bir değişikliğe gidildi mi?

Yapılmadı. Sıkıntımız da orda başlıyor zaten. Geçen sene 40 ton altın üreten bizlerin, devlete sağladığı kâr 68 trilyon. Çalışanların maaşı, servisleri, yemekleri, makinelerin temizlenmesi, hammadde alımı gibi masrafları çıkarttığınızda ettiği kâr 68 trilyon. Bu sene yaptığı kârı siz hesap edin. Ve daha yılın bitmesine beş ay daha var.

Ücret indirimleri yaşanıyor muydu?

Meslek hastalıkları nedeniyle hastaneye yattığımızda ücretlerimiz kesilirdi. Dinlenme aldığınız zaman, hastane süreleri vs. hepsi ücretten kesildi. Geçen yıl bu konuda çok mağdur olduk.

Direnişinizin kitleselleşmesi adına bir çağrınız var mı?

Burası açık bir çadır.Buraya herkes gelebilir. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Herkesten yardım da alabiliriz, hiçbir sıkıntımız yok.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Haklarımız ve taleplerimiz ne zaman karşılanırsa, grevi o zaman sonlandıracağız.

Teşekkür ederiz. Biz de İşçi Cephesi gazetesi olarak, sizlerin ve grevinizin yanınızdayız.

Yorumlar kapalıdır.