Kadın Dayanışması örülüyor

Kadın düşmanı politikalar karşısında bir dayanışma ve mücadele birliğini örmeyi amaçlayan Kadın Dayanışması, 25 Ocak Cumartesi günü ilk geniş etkinliğini gerçekleştirdi. Kadın Dayanışması’nın kadın mücadelesine ilişkin perspektif ve taleplerini hazırlanan broşür etrafında tanıtmayı hedefleyen toplantı, emekçi ve öğrenci kadınların katılımı ile zengin bir fikir ve deneyim paylaşımına olanak sağladı.

“Neden, nasıl ve hangi talepler etrafında bir arada durmalıyız?” sorularını katılımcılarla birlikte cevaplayan Kadın Dayanışması, bir yandan AKP iktidarı boyunca uygulanan kadın düşmanı politikaların teşhir ve eleştirisini yaparken; diğer yandan da toplumsal cinsiyet ilişkilerine ve cinsiyetçi işbölümüne dayalı bu politikaların gündelik hayattaki yansımaları üzerinde durdu.

“Kadınlar olarak yaşadıklarımız, bir zihniyet değil sistem sorunu” diyen Kadın Dayanışması temsilcileri, erkek-egemen kapitalist yapının yargı, medya, eğitim vb. kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde kadın emeğine, bedenine ve kimliğine dönük bu cinsiyetçi politikaları evde, işte ve sokakta her gün yeniden ürettiğine dikkat çekti.

Kadını esnek ve güvencesiz işlere mahkum eden Kadın İstihdam Paketi; kadının kendi bedeni üzerindeki söz hakkını reddeden Kürtaj ve Sezaryen Yasası/Uygulamaları; şiddet, taciz ve tecavüzler karşısında yargının adeta erkeği ödüllendiren “haksız tahrik indirimi” vb. tutum ve kararları… Bunların hepsi, bu sistemin birer ürünü ve hatta dayanağı… Şunu biliyoruz ki, var olan erkek-egemen kapitalist sistem bu şekilde kadını bir yandan ucuz işgücü olarak kullanırken, diğer yandan nüfus politikalarının devamlılığını garantilemeye çalışıyor. Kadının yaşam alanını ise erkek ve devlet şiddeti ile sürekli daraltıyor.

Bu durum karşısında ise tek bir seçenek mevcut: Mücadele etmek… Gezi Direnişi’nin bir kez daha kanıtladığı gibi; mücadele, kadının özgürleşmesi, kadın ise kitlesel-toplumsal mücadelenin direnci/seyri noktasında kritik önem taşıyor.

Kadın Dayanışması, işte bu noktadan hareket ediyor ve şöyle diyor: “Artık bize düşen görev, kürtajı yasaklamaya çalışan; güvencesiz çalışmayı kural haline getiren; kaç çocuk doğuracağımıza, kiminle nerede nasıl yaşayacağımıza karışan; kısacası en temel hak ve özgürlüklerimize göz diken iktidara karşı belli talepler etrafında kadın dayanışmasını örmek olmalıdır. Sendikalarda, işyerlerinde, mahallelerde bir araya gelebilmek, dahası bu dayanışmayı uzun soluklu ve programatik temeli olan kitlesel bir mücadeleye dönüştürebilmek kadınlar olarak bizlerin sorumluluğundadır.” Bu ortak kaygıyı paylaşan tüm kadınları ise Kadın Dayanışması’nı örmeye çağırıyor.

Yorumlar kapalıdır.