Kadınlar 25 Kasımda erkek egemen kapitalizme, işçi ve kadın cinayetlerine karşı mücadelemizi yükseltelim!
Dünyada her 6 dakikada bir kadın tecavüze uğramakta, hayatları boyunca kadınların dörtte biri tecavüze ya da cinsel istismara maruz kalmaktadır. Kadına yönelik şiddet hiç azımsanmayacak ölçüde ölümle sonlanmakta. Türkiye’de resmi olmayan rakamlara göre, 2013 yılında 214 kadın, 2014 yılının ilk 9 ayında ise 207 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Her yıl artarak devam eden kadın cinayetleri tablosuna, iş güvenliğinden yoksun koşullarda çalışan mevsimlik tarım işçileri ve ev işçileri başta olmak üzere, iş cinayetlerini de katarsak bilanço katlanarak büyümekte!
Kadın, nefret ve iş cinayetleri kader değil!
Kadınlar, evlerinde, işe giderken, sokakta, karakol ya da adliye önünde yakını olan erkekler tarafından öldürülüyor. Tehdit eden, şiddet uygulayan erkeklerin tutuklanması için kadınların öldürülmesini bekleyen yargı organları da bu cinayetlere ortak oluyor. Bizler, bedenimiz üzerinde her gün tahakkümünü pekiştiren, cinayetlere göz yuman bu ceberrut devlet anlayışını reddediyoruz. Kadın ve nefret cinayetlerine karşı hep birlikte güçlü duracağız!
Bizler esnek ve güvencesiz çalışmaya itiraz ediyoruz!
Isparta’ya elma toplamaya giderken 14’ü kadın 17 tarım işçisi 25 Kasım arifesinde hayatını kaybetti. 2014’ün ilk on ayında işe gelirken ya da dönerken hayatını kaybeden 322 işçinin 94’ü tarım emekçisi. Yine on ayda hayatını kaybeden 101 kadın işçinin 64’ü tarım emekçisi. Kadınlar, temizlik ve tarım gibi güvencesiz ve kayıt dışı koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Bizler işçi ölümlerinin de kader olmadığını biliyoruz. İş güvenliği önlemlerini almayan patronları teşvik eden hükümet ölümlerden sorumludur. Bu yıl 25 Kasım’da iş cinayetlerine karşı mücadelemizi yükseltelim!
Kadına yönelik şiddet yalnızca cinayetlerle sınırlı değil. Fabrikalarda, atölyelerde, okullarda, plazalarda kısaca tüm sektörlerde uygulanan ayrımcılık ve mobbing de şiddetin bir türü. İşyerlerinde uygulanan her tür ayrımcılık ve şiddete karşı cinsel şiddet kriz merkezlerini kuralım!
Karaman Ermenek’te rödovans usulü, taşeron ve sendikasız çalışan 18 işçi arkadaşımız iş cinayetleriyle hayatlarını yitirdiler. Aile Bakanı Ayşenur İslam ise madenci eşlerinin yanında olacaklarını, hatta belki bir maaşa yakın ücretin madenci eşlerine ödenebileceğini söyledi. Bizler işçi ölümlerinin kader olmadığını biliyoruz. Kadınlar ölümü görüp sadakaya razı olmayacaklar. Madenlerde, tarlalarda güvencesiz çalıştırılmak, patron cinayetlerine kurban gitmek istemiyoruz! İş güvenliği önlemlerini almayan patronları teşvik eden hükümet ölümlerden sorumludur. Bu yıl 25 Kasım’da iş cinayetlerine karşı mücadelemizi yükseltelim!
Kobane’de kadınlar direnmeye devam ediyor!
Suriye’de Esad diktatörlüğü ve IŞID faşizmi Suriyeli halkları yerlerinden etti, çoğunluğu kadın ve çocuk 3 milyondan fazla insan ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye’de yaklaşık üç milyon Suriyeli açlık ve sefalet içinde yaşıyor. BM raporuna göre Mısır, Lübnan, Irak ve Türkiye’de binlerce Suriyeli ailenin geçimini kadınlar sağlıyor. Suriyeli sığınmacı kadınlar, taciz tecavüz dışında kaçırılmalar ve zorla evlendirmelere maruz kalmaktalar. Devlet, sığınmacılara mülteci statüsü dahi vermezken kadınların verdikleri yaşam savaşına tamamen göz yumuyor. Biz kendi topraklarımızdaki bu sefalete karşı Suriyeli sığınmacılara sağlık barınma ve eğitim gibi temel haklarının vermeyen hükümeti teşhir ediyoruz.
Tüm bunlara karşın Arap Halklarının devrimci mücadelesi, Kürt ve Arap kadınların direnişi Suriye’de Filistin’de Kobane’de sürüyor! Kadınlar kendi ülkelerindeki diktatörlükleri devirmek için halk mücadelelerin ve seferberliklerin başını çekiyorlar. Kobane’deki kadınlar güçlü direnişleri ve mücadeleleri ile bizleri de güçlendiriyorlar. Hükümet, İslamcı faşist IŞID güçlerine desteğini derhal kesmeli ve direnen halklara gıda, ilaç ve silah yardımı yapmalıdır!
25 Kasım kadınların devlet şiddetine karşı örgütlü direnişinin tarihi Mirabel Kardeşlerin hikâyesiyle başladı. Kadınların mücadelesi farklı coğrafyalarda farklı taleplerle ama aynı hedefe karşı sürmeye devam ediyor. Kadınlar diktatörlüğe, ırkçılığa ve kadınları yok sayan sistemlere karşı mücadelemizi yükseltelim!
Kadın ve nefret cinayetlerine, esnek ve güvencesiz çalışmaya, erkek egemen kapitalizme karşı yaşasın kadınların mücadelesi!
Yorumlar kapalıdır.