Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Öncesi – sonrası

Ortadoğu ve Kuzey Afrika devrimlerinin fitili Tunus’ta alev aldı. Devrimin fitilini ateşleyen olay 17 Aralık 2010 tarihinde Muhammed Buazizi’nin baskı ve şiddet yönetimine karşı isyanını kendini yakarak göstermesi oldu. Ardından başlayan eylemler sadece 28 günde 23 yıllık Zeynel Abidin Bin Ali diktatörlüğünü devirdi. Bin Ali 1989 yılında ele geçirdiği iktidarını 14 Ocak 2011’de geride bırakarak ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu olay yüzde 98’i Araplardan oluşan 10,5 milyon nüfuslu Tunus’un en önemli tarihsel kırılma anlarından birini oluşturmaktadır.

75 yıl Fransa sömürgesi altında yaşamaya mahkûm edilen Tunus ancak 1956’da bağımsızlığını ilan edebilmişti. Bu tarihten Bin Ali diktatörlüğüne kadar geçen 30 yılı aşkın süre boyunca ülke Burgiba diktatörlüğü altında kaldı. Burgiba’nın son başbakanı Bin Ali de bu diktatöryel yönetim anlayışını devam ettirdi. Dolayısıyla Tunus, Buazizi’nin açtığı yolda tarihindeki en büyük özgürleşme ayaklanmalarından birine adım atmış oldu. Bu nedenle bu devrimci ayaklanma yüzlerce yıllık yoksulluk, baskı ve şiddet ile belirlenmiş işgallere, sömürgeciliğe, baskı ve şiddet yönetimlerine karşı hem güçlü bir red hem de onlardan kesin bir kopuş arayışı anlamına gelmektedir.

Bin Ali’nin ülke dışına kaçmasının ardından 23 Ekim 2011’de gerçekleşen ilk seçimleri Raşid el-Gannuşi liderliğindeki İslamcı En-Nahda partisi kazandı. En-Nahda, Cumhuriyet İçin Kongre Partisi ve Emek ve Özgürlük İçin Demokrasi Bloğu partileriyle koalisyon hükümeti kurdu. Nahda’nın genel sekreteri el-Cibali başbakan, Cumhuriyet İçin Kongre Partisi lideri el-Mazruki cumhurbaşkanı oldu. Yaklaşık 1,5 yıl süren Cibali hükümeti Demokrat Yurtseverler Partisi genel sekreteri Şükrü Belayid’in 6 Şubat 2013’te bir suikastle öldürülmesi üzerine istifa etmek zorunda kaldı. Ardından 25 Temmuz’da muhalif lider Muhammed İbrahimi’nin de öldürülmesi 26 Ekim 2014’de Nida Tunus Partisi’nin kazandığı seçimlere kadar ülkeyi inişli-çıkışlı yeni bir kriz sürecine soktu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu politik-toplumsal gelişme ve atmosfer içinde gerçekleşti. Milletvekili seçimlerini kazanan Nida Tunus Partisi, Gannuşi liderliğindeki Nahda’nın katılmadığı ve herhangi bir adayı açıktan desteklemediği, cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazandı. Nida lideri Baci Kaid es Sibsi 22 Aralık 2014’te ikinci turda oyların yüzde 55’ini alarak cumhurbaşkanı oldu.

Hâlihazırda bir işçi-emekçi hükümeti kurulamamış, burjuva liberal ve/ya İslamcı seçenekler ön planda olmuş olsa da, Tunus dört yıllık devrimci ayaklanma sürecinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika devrimlerinin hem başlatıcısı hem de en önemli lokomotiflerinden biri oldu; halen de bu dinamikleri taşıyor. Bu nedenle Tunus devrimci deneyimi ayrıca özel bir öneme sahip. Ülkenin 300 yıllık Osmanlı yönetimi, 75 yıllık Fransız işgali ardından 50 yıl da Burgiba ve Bin Ali diktatörlükleri altında yaşadığı düşünülürse son dört yılda bugün ulaştığı noktanın önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Yorumlar kapalıdır.