Yeni internet düzenlemesi ve AKP’nin internet politikası
Hükümet, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) internette ‘sakıncalı içerik’ engelleme yetkisi veren düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından yeni bir sansür düzenlemesi için kolları sıvadı.
Yeni düzenleme Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın açıkladığına göre engelleme yetkisini TİB’den alıyor, Başbakan ve Ulaştırma Bakanlığı’na veriyor. Başbakan veya bakanın talebiyle TİB ilgili engelleme işlemini gerçekleştirdikten sonra karar mahkemeye sunuluyor. Ayrıca engelleme kararlarına uymayan internet şirketlerine 500 bin TL’ye varan cezalar öngörülüyor. Kısacası, yasaklarıyla dünya çapında üne sahip AKP hükümetinin internetle ilgili kabarık dosyasına bir sayfa daha ekleniyor. Bu dosyada neler mi var? Youtube ve Twitter yasakları, kullanıcı bilgilerini kaydetmeye olanak veren düzenleme, “terör” gerekçesiyle kapatılan Kürtçe sitelerle ahlak sebebiyle kapatılan lgbt derneklerinin web sayfaları, MİT’e mahkeme kararı olmadan internet şirketlerinden bilgi almayı sağlayan yasa değişikliği…
AKP, interneti tamamen denetimi altına almak istiyor, çünkü en belirgin örneğini Gezi sürecinde gördüğümüz gibi geleneksel medyanın -televizyon, radyo, yazılı basın- çoğunlukla hükümetle içli dışlı patronlar tarafından tutulması karşısında kitleler iletişim için internete sarılıyor. İnternet elbette onu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Devrimci Ayaklanmaları’nı “sosyal medya devrimleri” olarak adlandırmaya varacak kadar yüceltenlerin bahsettiği niteliğe sahip değil. Temelinde çeşitli devletlerin ve şirketlerin söz sahibi olduğu bir alan olduğu aşikar. Ancak bu internetin, -egemen güçler tarafından üzerinde uzun süredir çalışılsa ve ciddi yol alınsa da- halen tam anlamıyla kontrol altına alınamaması, dolayısıyla önemli bir alternatif iletişim kanalı oluşturması gerçeğini değiştirmiyor.
Hükümet açıkça yaygın medyada olduğu gibi internette de kendi istediği dışında bir şey yayınlanmasın istiyor. Bunun için de bir yandan mahkeme bürokrasisini aradan çıkarmanın, bir yandan da muhatap bulmakta zorlandığından bahsettiği Facebook, Twitter gibi küresel internet şirketlerini yüksek cezalarla yıldırmanın peşinde. Seçime giderken oy oranını düşürebilecek internetten gelebilecek her türlü tehlikeye karşı kendisini güvence altına almak istiyor.
İlla internete bir düzenleme getirilecekse, bu ırkçı, cinsiyetçi vb. her türden nefret söylemine karşı olmalıdır. Ancak bunlar bizzat hükümet destekli yayınlar tarafından gerçekleştirildiği için böyle bir düzenlemeyi ummak anlamsız. Biz yine de nasıl bir internet tasavvur ettiğimizi vurgulayalım: Altyapı da dahil internetle ilgili tüm şirketlerin işçi denetiminde kamulaştırıldığı, herkesin ücretsiz ve yasaksız erişebileceği bir hak olan internet.
Yorumlar kapalıdır.