Yunanistan erken seçime giderken

Önce Pasok, ardından teknokratlar, şimdi de Samaras önderliğindeki ND (Yeni demokrasi) hümümeti, Yunanistan emekçilerinin sömürü politikalarına karşı verdiği mücadele ile tek tek devrildiler.

Avrupa komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’den oluşan Troyka, gözü dönmüş vampir gibi Yunanistan işçi sınıfna saldırı programları hazırlıyor; bu programların tökezlemesi, uygulanamaması ya da hafifletilmesine dahi tahammülleri yok. Çünkü kendi bankalarının almadığı milyarlarca dolarlık borcu Yunanistan işçi sınıfından almaya çalışıyorlar. Tek başlarına da değil. Bu kirli oyunda Yunan burjuvazisi ve onun temsilcisi siyasi partiler de var. Yunanistan üzerinde gezinen bu akbabaların uyguladığı kemer sıkma vahşetine karşı emekçiler, 4 yılda 32 genel grev ve yüzlerce irili ufaklı grevler ve kitlesel protesto gösteri ile cevap verdiler. Yaşanan siyasal çalkantıyla cumhurbaşkanı seçemeyen ülke şimdi bir kez daha genel seçime gidiyor.

25 Ocak’ta yapılması beklenen genel seçimin favorisi (Radikal Sol Koalisyon) Syriza. 2012 genel seçimlerini 170.000 oy ile kaybeden Syriza, kamu yoklamalarında açık ara önde. Syriza’nın iktidara geldiği takdirde borçları yeniden yapılandırması ya da ödememesi korkusu şimdiden Avrupa emperyalizmine saç baş yolduruyor.

Kemer sıkma taslağını referanduma götüreceğini açıklamasıyla istifaya zorlanan dönemin başbakanı Papandreu örneğine bakarak Syriza’nın iktidara geldiğinde sermayenin basıncı altında kalacağını anlamak zor değil. Nitekim Syriza iktidara yaklaştıkça sermaye karşısında geri adım atıyor.

Borçların ödenmemesinden, borçların müzakeresine kaymış olan Syriza, sermayeye göz kırpıyor. Emperyalizmden ve halkları yoksulluğa mahkum eden kapitalizmden devrimci bir kopuş yerine eski sosyal demokratların refah devleti anlayışına sarılıyor.

İktidara geldiğinde ikili basınç altında (işçi sınıfı ve sermaye) kalacak Syriza sermaye karşısında verdiği her ödünle ve biraz daha sağa kayan politikalarla devam ettiği takdirde zaten bir koalisyon yapısı olan bu partinin parçalara ayrılması da sürpriz olmayacak.

Neoliberal kriz ve onun saldırıları karşısında neo-keynezyen bir “sosyal devlet” temelinde hareket edemezsiniz. Ya ondan devrimci bir şekilde kopacak ya da onun bizzat uygulayıcısı haline geleceksiniz, orta yol yok!

Elbette Syriza iktidara geldiği takdirde ne yapacağını, en önemlisi de Yunanistan işçi sınıfının ve Syriza tabanın buna ne tepki vereceğini 25 Ocak itibariyle göreceğiz.

Yorumlar kapalıdır.