Koç Üniversitesi’nde neler oluyor?

27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler. 200’ü aşkın kişinin katıldığı forum iki ana oturumdan oluşuyordu. İlk olarak, üniversite bileşenlerinden birer temsilci söz aldı ve yaşanan sorunların genel bir çerçevesi çizildi. Bu bölüm katılımcıların paylaşımları ile genişletildi.

Öğretim görevlileri yaptıkları konuşmada, yönetiminin uyguladığı baskının artması sonucu çalışma koşullarının her geçen dönem ağırlaşması üzerinde durdular. Yönetimin, akademisyenleri, şeffaf olmayan “performans kriterlerine” göre değerlendirdiğini ve dolayısıyla işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirttiler. Forumda söz alan yüksek lisans ve doktora öğrencileri ise içerisinde bulundukları güvencesiz çalışma koşullarını dile getirdiler. Yönetim tarafından işçi olarak değil ” burslu öğrenci ” olarak değerlendirildikleri için sigortasız çalıştırıldıklarını ifade ettiler.

Temizlik işçileri ise, kazanımla sonuçlanan Nisan 2013 direnişinin ardından işten çıkartmaların artarak devam ettiğinin dolayısıyla iş yükünde artış yaşandığının altını çizdiler. Direniş sonucu elde edilen en önemli kazanımlardan biri olan Taşeron İzleme Kurulu’nun tanınacağı, yönetim tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen bu kurulun hala daha tanınmadığını vurguladılar.

Son olarak öğrenciler okul ücretlerinin her geçen yıl katlanarak artmasından, barınma, yemek ve ulaşım ücretlerine sürekli olarak zam yapılmasından şikâyetçi olduklarını belirtiler. Yönetim tarafından öğrenici olarak değil müşteri olarak görüldüklerini dile getirdiler.

Forumun ikinci oturumunda ise, tüm bu sorunların bileşenleri nasıl ortaklaştırdığı ve çözüme yönelik olarak neler yapılabileceği üzerinde duruldu. Gün geçtikçe dayanılmaz hale gelen bu problemlerin ve artan baskının okul yönetiminin Koç Üniversitesi’ni bir şirket gibi yönetme iradesinin bir sonucu olduğu konusunda ortaklaşıldı. Üniversite yönetiminin politikalarına karşı tüm bileşenlerin hep birlikte mücadele etmesi gerektiği vurgulandı. Forumda tartışılan sorunlar doğrultusunda sesini duyurmak isteyen tüm bileşenler, kazanımla sonuçlanan 2013 taşeron direnişinin yıl dönümünde eylem yapma kararı aldı.

2 Nisan Perşembe günü eylem, saat 17.15’te kampüs içerisinde başladı ve ardından iki yüz kişiyi aşkın bir kitle ana kapıya doğru sloganlar eşliğinde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Eğitim-Sen, Koç Holding’e bağlı Divan Pastaneleri’nde çalışan ve sendikalı oldukları işten atılan emekçiler, Plaza Eylem Platformu, Vakıf Üniversitesi Emekçileri Dayanışma Ağı, Vakıf Üniversiteleri İletişim ve Dayanışma Ağı, Üniversiteler Arası İletişim ve Dayanışma Ağı, Zırhlı Tren gazetesi ve çeşitli siyasal grupların destek verdiği eyleme basın açıklamasıyla devam edildi.

Basına ve Kamuoyuna;

Biz Koç Üniversitesi Bileşenleri bugün 2 Nisan direnişimizin yıldönümünü kutluyoruz. Aradan geçen iki yılda dayanışmamızı büyüttük, güçlendirdik. Ama yaşadığımız sorunlar ve maruz kaldığımız haksızlıklar da bu süre içinde çoğaldı, büyüdü.

Koç Üniversitesi yönetimi birçok öğretim üyesinin sözleşmesinin performans kriterlerine dayanarak yenilenmeyeceğini duyurdu. Ancak, söz konusu kriterleri açıklamadı. Hocalarımız şeffaf olmayan, tepeden inme kararlarla işten çıkarılıyor.

Koç Üniversitesi yönetimi, okutmanların üzerinde baskı kuruyor. Üniversitenin ders yükünün büyük kısmını üstlenen okutmanlarımıza hem statülerini hem de maaşlarını değiştiren sözleşmeler dayatılıyor.

Koç Üniversitesi yönetimi yüksek lisans ve doktora öğrencilerini sigortasız ve güvencesiz çalışmaya mahkum ediyor. Bir yandan eğitimlerine devam ederken, diğer yandan da tanımsız akademik ve idari işler yapmakla yükümlü tutulan asistanların son birkaç yıldır maaşlarında artış yapılmıyor. Yüksek lisans öğrencilerine verilen maaşların ise tamamen ortadan kaldırılması planlanıyor. Daha önceden verilen yol ödeneği kesilirken, yüksek lisans öğrencileri ise hem yol hem de yemek ödeneğinden mahrum bırakılıyor.

Koç Üniversitesi iki yıl önce rektörün altına imzasını attığı Taşeron İzleme Kurulu’nu tanımamakta ısrar ediyor. İşten atılmalar devam ediyor. Yeni işçi istihdam edilmediği için işçi başına düşen iş yükü artıyor.

Bütün bu sorunlar en çok Koç Üniversitesi öğrencilerini etkiliyor. Öğretim üyelerinin, okutmanların ve asistanların içinde bulunduğu güvencesiz çalışma ortamı üniversitede verilen eğitimin niteliğini etkiliyor. Sınıflar her dönem biraz daha kalabalıklaşıyor ve öğrenciler istedikleri derslere kayıt olmakta güçlük çekiyorlar. İşçi sayısının sürekli azalması kampüste verilen temizlik hizmetlerini kesintiye uğratıyor. Yurtların barınma kapasitesi koşullar dikkate alınmadan sürekli artırılıyor. Eğitim, yurt, yemek ve ulaşım ücretleri katlanarak artıyor.

Bu sorunlarımızla ilgili üniversite yönetimine defalarca sunduğumuz toplu dilekçelere ciddi bir yanıt verilmiyor, yaşadığımız sorunlar görmezden geliniyor.

Biz Koç Üniversitesi Bileşenleri olarak diyoruz ki: sizin tepeden inme kararlarınız varsa bizim de gittikçe büyüyen ve güçlenen bir dayanışmamız var. Koç Üniversitesi şirket değil, kamu hizmeti veren bir eğitim kurumudur. Bütün kararlar buna uygun olarak alınmalıdır. Bu temelde, üniversite yönetimini taleplerimizi yerine getirmeye davet ediyoruz.

Tüm üniversite çalışanlarına iş güvencesi sağlansın.

Akademik personelin maaş dahil olmak üzere kazanılmış haklarının gasp edilmesine son verilsin.

Yüksek lisans ve doktora öğrencilerine sigortalı ve güvenceli çalışma hakkı verilsin.

Taşeron işçilerinin işten çıkarılmasına son verilsin. Daha fazla sayıda işçi istihdam edilsin. İşçilerin iş yükü ağırlaştırılmasın.

Taşeron İzleme Kurulu üniversite yönetimi tarafından resmen tanınsın.

Üniversitemizdeki karar alma süreçleri, tüm bileşenlerin katılımıyla şeffaf ve demokratik bir hale getirilsin.

Sorunlarımız ortak, çözümümüz tek: Üniversite şirket gibi yönetilemez.

Türkiye’deki diğer vakıf üniversitelerinde de benzer sorunların yaşandığını biliyoruz. Sorunlarımız ortak, mücadelemiz ortak, ilk dersimiz dayanışma!

Üniversitelerinde demokratik seçim mücadelesi veren tüm İstanbul Üniversitesi öğrencilerine selam olsun!

Bizle benzer sorunlar yaşayan, mücadeleyi Toronto, Londra ve Amsterdam’da sürdüren arkadaşlarımızın da desteğini aldık. Onlara da selam olsun!

Hocalarımızı işten çıkartamazsınız!

Okutmanlarımızın çalışma koşullarını ağırlaştıramazsınız!

Asistanlarımızı sigortasız çalıştıramazsınız!

İşçi arkadaşlarımızı işten çıkartamazsınız!

Yorumlar kapalıdır.