Metal işçileriyle röportajlar-2: “Bu sözleşmelerle sorunlar çözülmez”

Metal grevi, sanayinin lokomotif sektöründe biriken mücadele dinamiklerini, yarına dair üzerine düşünülmesi gereken sorunları yeniden hatırlattı. Geride kalan greve ve sektörün bütününe dair sorunları işleyeceğimiz röportaj dizimizi sürdürüyoruz. İkinci sırada yine metal grevine katılmış ve uzunca süredir Birleşik Metal-İş’te örgütlü, bir bağlantı elemanı fabrikasında çalışan Zafer var.

İşçi Cephesi: Kaç yıldır sektörde çalışıyorsunuz? Metal işçisinin sorunları neler?

Zafer: 12 yıldır metal sektöründeyim. Çalışmaya da bu sektörde başladım. Önce 6 yıl Gebze’de Küçük Sanayi Sitesi’nde hurda dönüşümü yapan bir atölyede çalıştım. Orada çalışan sayısı azdı. Daha sonra ailevi nedenlerle hem de uzun vadeli bir iş ihtiyacından Avrupa Yakasına taşındım. 2009’dan bu yana aynı fabrikadayım.

Metalin hangi alanında çalışıldığı önemli bir yandan. Ancak metal her zaman ağır işlerin döndüğü bir sektör olmuştur. Çoğu işyeri fiziksel güç ister. Bir dönem maaş ortalaması eğer vasıflı bir işçiyseniz yüksekti, hala kimi fabrikaların eski işçileri için böyle bir durum var. Bu nedenle dışarıdan çekici gelebiliyor. Son yıllarda böyle bir fark da kalmadı. Son on yılda çalışmaya başlamış metal işçilerinin ücret ortalaması genelde düşüktür, diğer sektörlerle bir farkı kalmamıştır. Diğer taraftan kıdemli çalışanlarla yeni işe başlayanların arasında ciddi maaş farklılıkları var. Maaşların işin yoruculuğuna oranla cazibesini yitirmesi en büyük sorun.

İC: İşçi sınıfı genel bir ücret düşüşü saldırısıyla karşı karşıya. Metalde de son dönem imzalanan TİS’lere baktığımızda ücretlerin alım gücü bazında giderek azaldığını görüyoruz. Kıdemli işçiler emekli olduktan sonra bütünü düşük ücrete mahkûm edilmiş bir metal işçisi toplamıyla karşı karşıya kalacağız. Bu durum TİS’lerin güçsüzlüğüne ve sendikaların zayıflığına yönelik tepki yaratıyor mu? Yasaklanan metal grevi bu gidişe dur diyebilir miydi?

Zafer: Evet, her iki üç senelik dönemlerde hem ücretlerin bir karşılığının kalmadığını hem de işyerimizde daha da düşük ücretle insanların çalışmaya başladığını görüyoruz. Bu durum tepki yaratıyor grev de bu tepkiyle birlikte gerçekleştirildi. Ancak, MESS ve patronlara karşı gelme cesareti gösteren işçiler bu kez hükümet tarafından engellendi diye düşünüyorum. Bu sözleşmelerle sorunlar çözülmez. Zaten ardarda kötü zamlarla bu noktaya geldik. Bizim sektör olarak bir sefere mahsus bir iyileştirme zammına ihtiyacımız var her şeyden önce. Bundan sonra da enflasyonun gerçek değerlerinin baz alınması, ücretimizin ezilmemesi gerekiyor. Bunu hükümetin önerilerine bağlayamayız sendikaların ciddi zam oranlarını masaya koyması, sonuna kadar arkasında durması gerekiyor. Türk Metal her sene ve neredeyse her işyerinde hükümetin ve ona yakın patronların zam tekliflerini kabul ediyor ya da anlaşmalı 1-2 puan üstünü alabiliyor. Bizim yüzde 7 ile 9 ile kurtulmamız mümkün değil. Birleşik Metal’in yüzde 24 isteyen ilk sözleşme taslağının arkasında bütün işçiler durmalıydı.

Her sendikadan işçiler MESS’e ve hükümete karşı gelip yüzde 24’ün arkasında grevi sürdürebilseydi elbette başarabilirdik. Sonuçta lokomotif sektörde uzun süreli iş durmasını göze alamazlardı. Ancak ilk sıkıntı grevin sadece Birleşik Metal tarafından gerçekleştirilebilmesi oluyor. Greve katılan işçi sayısı böylelikle düşüyor. Bence 100 150 bin metal işçisi greve çıkabilse onu da zor yasaklarlar ya da yasaklara karşı da koyarız.

İC: Grev döneminde metal işçisinin dinamizmine birlikte şahit olduk. BMİS’in önceki yıllardan farklı olarak greve gitmek zorunda kalmasını sağlayanın bu olduğunu da biliyoruz. Bu günlerde ise metal fabrikalarına sessizlik tekrardan hâkim olmuş gibi görünüyor. İçerdeki ruh hali nasıl? Türk Metal imzaladı, BMİS’in grev kararı belirsiz bir geleceğe ertelendi, sendika da bir eylem programı önermiyor. Sorunların çözüldüğünü hisseden var mı?

Zafer: Bir işçi bile yok. Herşey ortada duruyor. Kızgınız. Başta grevi yasaklayan hükümete ve benim görüşüme göre greve sahip çıkmak için hiçbir şey yapmamış sendikaya. Bundan sonra MESS ile gerçekleştirilecek TİS süreçleri daha da hareketli olmaya gebe. Ben hiçbir işyerinin tepki gösterme fırsatını bulduğunda kaçıracağını düşünmüyorum.

Ayrıca, Türk Metal üyesi işçiler için de benzer bir durum geçerli. Tepki gösterseler de sendikaya patronun da baskısıyla bağlı kalmak zorunda kalıyorlar. Böyle bir imkân yaratılsa sendikalar eşit şartlarda güreşse daha fazla işçi Birleşik Metal’e geçerdi.

Yorumlar kapalıdır.