Antarsiya aktivisti Pantelis Gavriilidis ile söyleşi

İDP: Antarsiya’nın referandum sürecinde ve Syriza’nın teslim oluşu karşısındaki tavrı nedir?

Pantelis Gavriilidis: Antarsiya olarak referandum süresince Hayır kampanyasını yürütenlerdendik. Hayır’ın anlamı Yunanistan kitleleri için artık bir hayat meselesi idi. Ya şantajların altında iyiden iyiye ezilecektik ya da referandumda Hayır diyerek mücadelemizi sürdürecektik. Antarsiya da o dönemde Hayır kampanyasını aktifçe sürdüren bir ekip oldu. Sonrasında ise Syriza’nın ihanetinin netleşmesi bizler için sürpriz olmadığı gibi, mücadelemizin de geri düşmesine sebep olmadı. Evet, tüm şantajlara rağmen kitleler Hayır’ı ciddi bir çoğunlukla cesurca desteklemişti. Şimdi ise Syriza hükümeti bu konuda geri adımlar atarak kitleler için ciddi bir ihanet içerisine girdi. Yazın sakinliğine aldanmayın. Bu durum kitleler için de, işçiler için de mücadelenin bittiği anlamına asla gelmiyor. Bizde bu mücadelenin bir parçası olmayı, kitlenin bilincini yükseltmeyi hedefliyoruz.

İDP: Peki Antarsiya ile Syriza arasındaki temel fark nedir? Siz Hayır kampanyanızı nasıl sürdürdünüz, onlar nasıl sürdürdü?

Pantelis: Syriza’nın nasıl bir Hayır kampanyası yaptığını biliyorsunuz. Ancak bizim için referandum dönemi Yunan kitlelerinin, başta da işçilerinin acil ihtiyaçlarının ifade ediliği bir dönemdi. Referandumda da şimdi de aslında Anatrsiya’nın dört temel yaklaşımı var. Bizim mücadelemizi de bunlar belirliyor. Avro bölgesinden çıkış, Avrupa Birliği’nden çıkış, tüm bankaların işçi denetiminde kamulaştırılması ve bunların hayata geçirilebilmesi için genel grevlerin organize edilmesi.

İDP: Antarsiya tek bir parti değil. İçinizde birden fazla eğilim yani grup, parti ve bağımsızlar var. Bu saydığınız dört temel başlık Antarsiya’nın tamamının sahiplendiği talepler mi yoksa sizin akımınızın ifade ettiği talepler mi? Bu dört talebe bakıp Antarsiya topluca bunu savunur diyebilir miyiz?

Pantelis: Elbette. Evet Antarsiya içerisinde pek çok akım var ve her konuda aynı değiliz. Ama saydığım bu dört temel başlık Antarsiya’yı tamamen tanımlayan dört başlıktır. Temel mücadelemiz de bunun etrafındadır.

İDP: Üç talebinizin sonunda bir de genel grev talebiniz var. Özellikle genel grevin altını çizme sebebiniz nedir?

Pantelis: Çünkü bankaların kamulaştırılması tartışmasında olduğu gibi, tüm sorunun ulusallaştırmalar ile çözülebileceğine inanmıyoruz. Evet, özelleştirmelerin geri alınması önemli ancak bunun ancak bir işçi denetimi ile birlikte yapılabileceğini düşünüyoruz. Yunanistan’da da ERT televizyonunun direnişi gibi son derecede önemli pek çok direnişte işçi yönetimi deneyimine sahip olduk. Bunun ön plana çıkması gerekir. Bunun ön plana çıkabilmesi çin, büyük ve daha büyük genel grevlerin organize edilmesi bizler için son derecede önemli. Ayrıca Syriza hükümetinin geri adımının bir sürpriz olmadığını söyledik. Ancak buna karşılık “Burjuva hükümet Syriza istifa!” gibi bir slogan da önermiyoruz. Evet Syriza hükümeti burjuvaları doğrudan karşılarına almıyor, ancak işçi kitlelerince bir PASOK ya da Yeni Demokrasi kadar nefret edilen bir parti de değil. Öte yandan işçi kitlelerinin öncüsünün de iktidarı ele geçirebilecek güçleri yok. Bu sebeple de “Burjuva hükümet istifa” gibi zamansız bir sloganı atmaktansa kitleleri birleştirecek ve güçlendirecek bir “genel grevler” sloganını daha doğru buluyoruz. Sınıf bilincini böylelikle yükseltebilir ve işçi denetimi deneyimlerini böylece arttırabiliriz.

İDP: Son bir soru daha sormak istiyoruz. Türkiye’de ve dünyada sosyalistlerin gündeminde Syriza’nın solu ağır bir gündem teşkil ediyor. Siz Syriza’nın solunun etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Onlarla bir işbirliği yapmanız mümkün mü? Ayrıca kitlelerin nazarında bu sol platformun etkisi ne kadar?

Pantelis: Açıkçası bir mikar abartı ile karşı karşıyasınız. Evet Syriza’nın içerisinde bir sol kanat var. Ama bu sol kanat tamamen Syriza’nın içerisine gömülmüş durumda ve dışarısı ile şu ana kadar bir iletişime geçme çabaları olmadı. Kişiler düzeyinde elbette kıymetli yoldaşlarımız orada da var ancak o kadar haber ve gürültüye rağmen Syriza’nın solu kitlelerle bir bağ kurmuyor. Referandum sonrasında gerçekleşen eylemlerde kaç kişinin katıldığını siz de görebildiniz. Binlerin katıldığı kitle eylemlerine ve grevlere sol kanat Syriza’dan oldukça küçük sayıda yoldaşlar dahil oluyor. Bu sınırlı katılımı da ancak gençler oluşturabiliyor. Bu durumda en azından şimdilik Syriza’nın sol kanadından kitlelere yönelik bir hareket beklediğimi, bizlerle ittifak olanağının yakın zamanda çıkabileceğini ifade edemem.

Yorumlar kapalıdır.