Cizre’deki ablukayı derhal kaldırın! Kirli savaşa son verin!
İktidarını her ne pahasına olursa olsun korumak için Erdoğan ve AKP’nin savaş politikalarını yeniden devreye sokmasının ardından Cizre, Saray’ın savaş birimleri tarafından 7 gündür abluka altında tutuluyor. Bölgede sınırlı imkanlarla araştırma yapan heyetin açıklamalarına göre sivil ölümlerinin sayısı 20’yi geçmiş durumda. Yaralı sayısı, su, gıda ve ilaç sıkıntısı çeken insanların sayısı ve durumu ile ilişkiliyse herhangi bir veriye halen ulaşılamıyor. Cenazelerin defnedilmesine dahi izin verilmediği kentte, Saray’ın savaş birimleri tarafından büyük bir vahşet uygulanmakta. Bu sırada Başbakan Davutoğlu’nun “Cizre’de ölüm yoktur” (…) “Yasak sürmesi gerektiği kadar sürecektir” biçimindeki açıklamaları ise, en hafif tabiriyle ibret vericidir.
7 Haziran seçimlerinde %94 oranında HDP’ye oy veren Cizre halkı, bu vahşet politikalarıyla cezalandırılmak istenmektedir. Aldığı seçim yenilgisinin ardından ülkeyi gayrimeşru bir şekilde yönetmeye devam eden Saray ve onun hükümeti tarafından, HDP’li bakan ve milletvekillerinin dahi ilçeye girmesine keyfi bir şekilde izin verilmemektedir. Cizre’deki ablukanın tüm şiddetiyle sürdüğü sırada Başbakan Davutoğlu’nun “AK Parti’ye dönük olarak anketlerde bir artış trendi” olduğunu belirtmesi ve “Biz bunu daha da tek parti iktidarın gidecek şekilde tahkim edilmesi, güçlendirilmesi için de elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz” şeklindeki açıklaması, yaşanan gelişmelerin sarih bir özetini sunmaktadır.
‘Özel güvenlik bölgesi’ adı altında Kürdistan’da uygulanmaya başlayan sıkıyönetim, Batı’da HDP binalarına dönük gerçekleştirilen saldırılar, Kürtlere veya “Kürt olduğu sanılanlara” dönük linç girişimleri, basının ve muhalefetin hizaya çekilmesi, sindirilmesi için her türlü yöntemin devreye sokulması; işte Davutoğlu’nun “tek parti iktidarının tahkim edilmesi” için “ellerinden gelen bütün gayreti” ortaya koyma biçimi! Erdoğan ve Davutoğlu’nun “bütün gayreti”, boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa batmış bir siyasal iktidarı, her ne pahasına olursa olsun ayakta tutmak şeklinde özetlenebilir.
İşçi Demokrasisi Partisi olarak Cizre’deki ablukanın derhal kaldırılması, ‘özel güvenlik bölgesi’ adı altında yürütülen sıkıyönetim uygulamalarının son bulması, kirli savaşın durdurulması için devletin operasyonlara ve saldırılara son vermesi, PKK’nin tek taraflı ateşkes ilan etmesi çağrısında bulunuyoruz. Kirli savaşın durdurulması için yoksul Kürt halkı ve Türkiye işçi sınıfı kenetlenmeli, Saray’ın savaş planlarını boşa çıkartmak için birlikte mücadele etmelidir.
İşçi Demokrasisi Partisi, 10 Eylül 2015
Yorumlar kapalıdır.