Arjantin seçimleri: İşçi seçeneği güçleniyor

Arjantin halkı 25 Ekim 2015 tarihinde sandık başına gitti. Bir yandan ağır borç yükü altında ezilen, diğer yandan ekonomik krize paralel olarak kabaran bir işçi muhalefetiyle beliren seçimler, hem burjuvazinin yönetememe krizinin derinleştiğini göstermesi bakımından hem de işçi sınıfının ulusal bir merkezi seçeneğe sahip olduğunun tescillenmesi bakımından çifte önem taşıdı.
Anayasal olarak görev süresi dolmuş olan ve partisinin bütün çabalarına rağmen, kritik seçimler öncesi anayasayı değiştirip bir üçüncü dönem için görev almayı başaramayan Cristina Kirchner’in aday olamadığı Peronist “Adalet Partisi” içinde ciddi bir kriz baş göstermişti. Adalet Partisi’nin başkan adaylığı yarışı, aynı zamanda Kirchner’in müdahalesinin belirleyici olduğu bir sonla noktalandı. Kirchner’in veliahtı olarak seçilen Daniel Scioli aynı zamanda Peronist akımın en neoliberalizm yanlısı kanadını temsil ediyor.

Bu partinin adayı olarak seçilen Daniel Scioli’nin karşısına ise, Buenos Aires Belediye Başkanı Mauricio Macri (Cumhuriyetçi Öneri) ve Sergio Massa (Peroncu, Yenilenme Cephesi) yer aldı. Burjuvazinin çok başlılığının bir yansıması olarak görülebilecek bu adayların ortak özelliği, kampanyaları boyunca yabancı sermayeyi çekmek, işçi sınıfına karşı, akbaba olarak isimlendirilen fonlarla anlaşmak ve enerji sübvansiyonlarını ve diğer sosyal programları ortadan kaldırmak için piyasayı rahatlatma yanlısı bir programa odaklanıyor oluşlarıydı.

Seçimlerin sonucunda Peronist parti, birinci olmasına rağmen oylarının yüzde 36’ya kadar eridiğini gördü. İkinci olan Macri ise yüzde 34 oy alarak ikinci tura kalan diğer aday oldu. Daha önceki iki seçimde de Kirchner’in ilk turda seçildiği düşünülürse, Bu tablo, burjuva siyasetinin parçalanmışlığının açık bir göstergesi.

İşçilerin seçeneği damga vuruyor

Arjantin’de üç büyük Troçkist partinin (PO, PTS, IS) 2011 yılında bir araya gelerek oluşturduğu FIT (Solun ve İşçilerin Cephesi) bu seçimlere Arjantin solunun ve işçi hareketinin temsilcilerinin katılımıyla daha da büyümüş olarak katıldı.

FIT, milletvekili seçimlerinde oyların yaklaşık %4’üne tekabül eden 947 bin oy topladı. Daha önce gerçekleştirilen ön seçimi az bir farkla kazanarak başkanlık seçimlerinde FIT’in adayı olan PTS temsilcisi Del Caño ise, başkanlık için 800 bin civarında oy aldı. (Bu oran cephenin kurulduğu yıl olan 2011’de elde edilen oya göre 300 binlik bir yükselişi gösteriyor.) Öte yandan ön seçimlerde FIT’e oy vermiş bulunan küçük bir kesimin seçimin son günlerinde burjuva partileri arasındaki kutuplaşmanın etkisiyle yönelim değiştirmiş olduğu gözlerden kaçmamalı.

Bu sonuçlar, Buenos Aires’te elde edilen yeni sandalye ile birlikte (Bu sandalye Partido Obrero’dan Nestor Pitrola ve PTS’den Natalia Gonzales ile kardeş partimiz İzquierda Socialista’nın adayı demiryolu işçilerinin kadın önderi yoldaşımız Monica Schlotthauer tarafından paylaşılacak.) Arjantin ulusal parlamentosunda İşçilerin ve Solun Cephesi’nin 2017 yılına dek 4 sandalye ile işçi sınıfının sesi olacağını ortaya koyuyor. FIT şu anda Arjantin ulusal siyasetinin 4. büyük politik gücü haline gelmiş durumda. Seçim sonuçlarının en kayda değer yönü bu.

Farklı politik yönelimleri olan devrimci sınıf partilerinin ulusal ölçekte bir sınıf alternatifi yaratmalarının, bu alternatifi hem sürekli kılarak hem de etkin bir güç haline getirerek kalıcılaştırmalarının mümkün olduğu Arjantin deneyimi ile kanıtlanıyor.

Sekterliği dışlayan ve işçilerin ve solun birliğini öne çıkartan FIT deneyimi tüm güçlüklerine karşın, kurucu unsurlarının dışında, pek çok bağımsız aydını, sınıfçı sendikacıları ve işçi örgütlerini kendisinde birleştirmeyi şimdiden başardı.

Emperyalizmin ve Arjantin burjuvazisinin bir kez daha çözümsüz bir ekonomik ve sosyal krizle karşı karşıya olduğu ve buna, işçi sınıfını atomize etmeye ve yaşam standartları ile demokratik hakları ortadan kaldırmaya yönelik bir saldırı dalgasının eşlik edeceği aşikar bu günlerde FIT deneyi yakından takip edilmeyi hak ediyor.

Yorumlar kapalıdır.