Tahir Elçi katledildi: Tek yol birleşik mücadele!

Tahir Elçi’nin bir politik cinayete kurban gitmesi, aynı zamanda, 1 Kasım’la birlikte iktidar yönlü baskı ve şiddetin son bulacağı, çözüm sürecinin yeniden başlayacağı, demokratik alanın biraz olsun rahatlayacağı beklentilerinin de yerle bir olması anlamına gelmektedir. Yüzde 49,5 oyla iktidarını perçinleyen RTE/AKP’nin; siyasete özgürlük, topluma huzur, ekonomiye istikrar, sorunlara çözüm getirmek bir yana “ya biat ya tasfiye” çizgisinin her alanda sonuna kadar devam ettiriceğini göstermektedir. Kentlerin ablukaya alınması, çoluk-çocuk demeden sivil-masum insanların öldürülmesi, gazetecilerin tutuklanması, her tür muhalif tutumun en ağır ve acımasız şekilde cezalandırılması ve nihayetinde işin baro başkanlarının infaz edilmesine dek varması iktidarın, “ya biat ya tasfiye” politikasının bir dökümüdür. İktidar ne politik bir uzlaşmanın peşindedir ne de toplumsal bir huzur arayışı içindedir. İktidar açısından mesele açıktır: Can Dündar – Erdem Gül gazetecilikten değil casusluktan tutuklanmıştır. Tahir Elçi politik bir infaza kurban gitmemiş, kör bir kurşuna hedef olmuştur. Kürt illerinde kentler halka eziyet için değil huzur için 10 gün 15 gün ablukaya alınmaktadır. Halk aç-susuz kalmamakta, her tür ihtiyaçları sonuna kadar karşılanmaktadır. Öldürülenler sivil değil teröristtir. Ölen sivil varsa onları da teröristler öldürmüştür. İnsanların evlatlarının cenazelerini soğutucuda günlerce tutmak zorunda kaldığı da teröristlerin yalanıdır. Öldürülen insanların polis araçları arkasında çekilmesi resim hilesi; çırılçıplak soyulup teşhir edilmesi devleti kötüleme girişimidir. Bu konuda iktidar kendisini öylesine masum ve haklı hissetmektedir ki Yüksekova’da yüzükoyun yere yatırdıkları onlarca Kürt işçiye, ellerinde otomatik silahlarıyla, “ne yaptı lan size bu devlet!” diye bağıran özel hareket polisinin ruh hali iktidarın bizatihi ruh halinin kendisidir.

Evet, Tahir Elçi’yi öldürdüler. Ne yazık ki giden gelmiyor. Şunu biliyoruz; ne özgürlük, ne demokrasi, ne kardeşlik ve eşitlik ne de sorumluların hesap vermesi durduk yere olmuyor, olmayacak. Tahir Elçi bir bakıma tüm bu saydıklarımız için verdiği mücadelenin bedelini ödemek zorunda bırakıldı. Özgürlükten, demokrasiden, emekten, kardeşlik ve eşitlikten yana olanlara Tahir Elçi’den kalan bu kararlı ve ısrarlı mücadele azmidir, olmalıdır. Bunu sahiplenmeliyiz. Bugün batıda kelepçe, doğuda doğrudan infaz ile yürürlükte olan karanlık politikanın, tüm bir ülkeyi doğu-batı diye ayırmadan içine alacağını Gezi ve Kobane süreçleri göstermişti. Eksik ve mutlak gerekli olan tek yol birlikte mücadeledir. Başka her yol ve yöntem sonuçsuz kalacaktır.

İşçi Demokrasisi Partisi, 28 Kasım 2015

Yorumlar kapalıdır.