OHAL rejimine hayır!

15 Temmuz tarihinde başlayan askeri darbe girişiminin bastırılmasının üzerinden beş gün geçtikten sonra 20 Temmuz tarihinde gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantıları sonucunda tüm ülke genelinde üç aylık süreyle olağanüstü hal ilan edildi. İşçi Demokrasisi Partisi olarak askeri darbelerin ve OHAL rejiminin karşısındayız!

Türkiye’de rejim krizini derinleştiren, saray rejiminin baskıcı ve otoriter politikaları askeri darbe girişiminin koşullarını yaratmıştır. Ancak saray rejimi, darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ardından özgürlük düşmanı, antidemokratik, baskıcı politikalarına ivme kazandırarak devam etmektedir. Erdoğan, darbe girişimi için boşuna “Allah’ın bir lütfu” benzetmesini yapmamıştır. İki gün içinde on binlerce kamu çalışanının görevden uzaklaştırılması, bu listelerin daha önceden hükümetin elinde olduğu ve sadece darbecileri değil AKP hükümetine muhalif tüm kesimleri kapsayıp kapsamadığı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Devlet aygıtı tarihinin en büyük çözülmesini, AKP ise tarihinin en güçsüz dönemini yaşamaktadır. Kendisinden başka kimseye güven duyamayan saray rejimi, “devlet çöktü, yaşasın devlet” şiarıyla OHAL yasasına başvurarak kontrolü tam anlamıyla eline almak peşindedir.

OHAL ilanı ile AKP, 15 Temmuz akşamı aldığı darbe karşıtı tutumdan dolayı minnettar olduğunu belirttiği TBMM’yi etkisiz hale getirmiştir. Kanun hükmünde kararnamelerin ve keyfiliğin önünü açmıştır. Bu yol ile saray, kendi rejimini dilediği şekilde işletmeye çalışacaktır. Keza elinde en derininden bir rejim krizi, tasfiyelerle birlikte çökmenin eşiğine gelen bir devlet aygıtı ve kontrolünü yitirmiş bir ekonomi vardır.

Saray rejimi OHAL’in darbecilerin tehdidini ortadan kaldırmak adına kullanılacağının propagandasını yapmaktadır. Ancak kendisi de darbecileri ortadan kaldırdıktan sonra siyasi ve ekonomik krizin bir anda çözülmeyeceğinin farkındadır. OHAL ve kanun hükmünde kararnameleri kullanarak, ekonomik saldırılarını arttıracak ve işçi sınıfının elinde kalan son haklarını da gasp etmeye çalışacaktır. Böyle yaparak Türkiye büyük burjuvazisinin güvenini yeniden kazanmaya çalışacaktır. Ekonomik saldırı politikalarına karşı gelişebilecek mücadeleleri de yine OHAL yasasına başvurarak savuşturmaya çalışacaktır. Kürt illerinin önemli bir bölümünde uzunca bir süredir uyguladığı OHAL’i şimdi hepsinde uygulayarak Kürt hareketi üzerindeki baskısını sürdürmeyi hedefleyecektir. Kısacası tüm demokratik ve ekonomik mücadele zeminleri saray rejiminin tehdidi altındadır.

Askeri darbe yenilgiye uğramış ancak kazanan demokrasi değil saray rejiminin otoriterleşmesi olmuştur. Saray rejimi OHAL yasasını kullanarak tüm demokratik hakları gasp edebilecek bir güce kavuşmuştur. OHAL yasası ile bizlerin ise sadece iki hakkı garanti altındadır: Yaşamak ve mücadele etmek!

Demokratik hak ve özgürlüklerimizi, elimizde kalan ekonomik ve sosyal kazanımlarımızı korumamızın tek bir çözümü var: Emekçi yığınların, gençlerin, kadınların, Kürtlerin, ezilen ve sömürülen tüm kesimlerin bu doğrultuda seferber olması, bağımsız bir siyasi güç olarak sahneye çıkması. İşçi Demokrasisi Partisi olarak emek örgütlerine, sol, sosyalist politik güçlere darbelere, OHAL’e ve Saray rejiminin baskı politikalarına, işçi düşmanı uygulamalara karşı derhal biraraya gelinmesi ve bir acil eylem planı oluşturulması çağrısında bulunuyoruz.

Ne askeri darbe, ne OHAL rejimi! İşçi sınıfının birliği!

İşçi Demokrasisi Partisi

21 Temmuz 2016

Yorumlar kapalıdır.