Devlet BESleniyor

Çok sıcak bir gecenin sabahına kalkmak ne kadar zordur bilir misiniz? Bir de 6.30’da kalkıyorsan! Hayat, gerçekten geçilmez oluyor. Bu sabah da böyle bir yorgunluk haliyle kalktım. Tuvalete gitmeden, cep telefonumu elime aldım. Son dakika haberi yazıyordu: Türkiye Cerablus’a girmiş! “Vay be” dedim. Neyse; serviste detaylıca okurum deyip, hızlıca diğer haberlere baktım. En altlarda bir yerde: “Çalışana müjde: Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) Ocak 2017 yılında hayatımızda” yazıyordu. Bu ne ya? Neyse; hızlıca bir duş alıp, tıraş olup, servise yetiştim. Servis şoförü Yakup Abi’yle selamlaştıktan sonra: “Tunç gördün mü? Suriye’ye girdik, tam da vaktiydi; istersen arka koltukta gazete var, oku” dedi. Ben de her zamanki gibi otobüsün arkasına gidip oturdum. Ben gazetede beni meraklandıran BES’e bakarken, birden sağ tarafımda bir adam belirdi, çığlık attım! Yakup Abi: “Tunç Bey ne oluyor? Sorun mu var?” dedi. Ben de “Abi, arkadaştan korktum da” dedim. Yakup Abi: “hangi arkadaş Tunç bey? Kimse yok ki! Çok çalışıyorsun, dinlen biraz” dedi. “Kimsin sen? Dedim. Ufak tefek, göbekli, kısa saçlı, lacivert ceketin içine mavi gömlek giymiş, badem bıyıklı dedikleri türden bıyığı olan bir adamdı:

“Ben BES’i okurken sana yardımcı olmaya geldim” dedi.

“Benim adım Yavuz, korkma sana yardımcı olacağım” dedi. Ben daha bu adamla konuşurken birden sol tarafımda başka bir adam belirdi:

“Yuvarlak gözlüklü, saçları önden dökülmüş, kirli bir sakalı var. Kareli gömlekli, kot pantolonlu bir adamdı: Sana, BES’i okurken doğru bakış açısını sağlayacak insanım” dedi. “Adım Burak” Çok üstünde durmadım olanların, “tamam o zaman hızlıca okuyalım” dedim.

“Okuyorum maddeleri ancak; sonunda tartışalım.”

1) Her 45 yaşın altındaki çalışanlar BES’e girmekle yükümlüdür.

2) Bireysel emeklilik planı, Bakanlar Kurulu’nun uygun bulduğu şirketlerden birine dahil edilir.

3) Çalışanın esas kazancının yüzde 3’ü kadar kesinti yapılarak BES’e aktarılır. Bakanlar Kurulu bunu iki katına çıkarma yetkisi vardır.

4) İki ay içinde BES’den cayma işlemi yapılabilir. Cayma işleminden sonra on iş günü içinde ödeme yapılır.

5) Cayma hakkı kullanmayanlar, on yıl içinde sistemde kalırsa bir defaya mahsus olmak üzere 1000 TL para verilecek.

6) BES’den çıkmayan herkese yüzde 25 devlet desteği ve ek olarak yüzde 5 ek para verilecek.

7) BES’de biriken paralar, işverenin seçtiği fonda değerlenecektir. Fondan kazanılan paradan kesinti yapılacaktır.

8) Şirket değişiminde, bireysel emeklilik sistemi yeni şirketinde varsa oraya aktarılacaktır.

9) Şirket iflas ettiğinde, bireysel emeklilik sistemine aktarılmayan paralar, hakkında imtiyazlı olacaktır.

Yavuz: “Gördün mü? Devletimiz, bizi düşünerek ne güzel bir yasa çıkarmış. 1000 TL para veriyor, hem de her ay yatırdığının yüzde 25’ni verdiği gibi, sistem sonunda ek yüzde 5 para veriyor hem de karşılıksız veriyor. Bu devirde kim kime bu kadar para verir?

“Evet, bu kısmı güzel, ama zorunlu olması zaten zor geçinen benim, kazandığımın yüzde 3’ünü sisteme vermem kafamı karıştırdı” dedim.

Yavuz: “Bu ülkede, zorunlu olmasa kim tasarruf yapar Allah aşkına? Hem Bakanlar Kurulu’nun belirlediği şirketler güvenli olur; hem de işveren finansı bildiği için, sana en uygun fonu seçer. Sen nereden bileceksin hangi fon en iyisidir? Bak yorulmamış da olacaksın, daha ne istiyorsun? Bir de sistemde kalmayı sorun ediyorsun, devlet o kadar para verecek, on yıl sistemde kal sende! BES sayesinde çalışanlar, emeklilik döneminde çalışırken, sahip oldukları refah düzeyini korumuş olacak. SGK kurumun durumu ortada, her yıl milyarlarca TL zarar açıklıyor. İleride ne olacağı belli olmaz.”

“Nasıl yani SGK batar mı anlamadım? dedim.

“Yavuz: Şu an batmaz ama, AKP Hükümeti giderse SGK kurumu ne olur bilmiyoruz.

“Benim yine aklıma bir şeyler yatmadı” dedim.

Burak: “Yatmaz tabii Tunç’çuğum, yatacak bir yeri yok zaten! Bakış açımızı değiştirelim. Niye devlet kanun tasarısı hakkıyla incelenmeden, taraflara söz hakkı tanınmadan zorunlu BES sistemini kabul etti?”

“Neden gerçekten?” dedim.

Burak: “Tunç neden olacak, BES sistemindeki şirketler Türkiye’nin ve çok uluslu şirketlerin güçlü firmaları, bunlar bu işten çok iyi para kazanacaklar. Bir hesapla istersen, ülkemizdeki çalışan sayısı çarpı en az 50 TL eşittir milyarlarca TL para demek.”

“Evet, doğru diyorsun” dedim.

Yavuz: “Sosyalist misin sen arkadaş? Firmalar para kazanmadan nasıl devamlılık sağlayacak?

Burak: “Bizim paramız üzerinden devamlılık kazanacak değil mi? Bireysel emeklilikte hangi sisteme gireceğimize biz bile karar veremiyoruz. Düşünsene; para senin para ama söz patronda olacak. Yasa “iki ay sonra” değil “iki ay içinde” ibaresine yer veriyor. Bu durumda çalışanlar iki aylık süreyi beklemeksizin, kendisine bilgi verilmesini takiben sistemden çıkabilir. Sendikasız çalışanların işverenin BES şirketiyle yaptığı sözleşmeye karşı çıkması oldukça zor olacak. İşveren istemediği takdirde sistemden çıkmak pek mümkün olmayacak. Zorunlu BES, bir sosyal sigorta sistemi değil. Bunu unutmamak gerek. Nerde devletin sosyal hakkı o ne olacak? Belli değil. BES piyasa mekanizmasına dayalı. BES şirketleri topladıkları primleri çeşitli fonlarda değerlendirerek getiri sağlamaya çalışacak. Topladıkları katkı paylarını borsa, tahvil, faiz, altın, döviz gibi araçlarla değerlendirecekler. Dolayısıyla getiri tercih edilen yatırım aracına ve piyasa koşullarına göre değişecek. Dolayısıyla BES kesintileri için bir getiri garantisi olmayacak.”

“Gerçekten mi” dedim.

Burak: “Tabii canım, geçen yıllarda, sistemden çıkış oranı yüzde 31,1 olarak gerçekleşti. Yüzde 25 devlet katkısına rağmen sistem işlemiyor. Zorunlu BES uygulamasının bir nedeni de sistemden çıkışları durdurmak. Ayrıca, fonlarda ciddi sıkıntılar var. Türkiye’deki BES fonlarının performansı OECD ortalamasının çok altında seyrediyor. Sigorta primi ve vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlerin BES primi yatırmalarını beklemek de saflık olur. Ve tabii anayasaya da aykırı bir durum var tabi ortada.”

“Burak ya gerçekten bakış açımı değiştirdin derken” fren sesine benzeyen ses duydum.

“Tunç Bey Tunç Bey uyanın işe geldik.” Birden karşımda Yakup Abi’yi gördüm. Yavuz’la Burak birden yok olmuştu.

“Tunç Bey, iyi görünmüyorsunuz, sayıkladınız sürekli.”

“Doğru diyorsun Yakup Abi” dedim. O sırada, radyoda sunucu BES’deki açıklamaları ile ilgili konuklara teşekkür ediyordu. Hepsi rüyaymış ama çok gerçekçiydi. Gidip bu rüyamı çalışma arkadaşım Berna’ya anlatmak için can atıyordum.

Yorumlar kapalıdır.