Arjantin’de Troçkizm meydan okuyor!

Arjantin’de dün Sol Cephe’nin çağrısıyla yaklaşık 20 bin kişi Atlanta Stadyumu’nu doldurarak, Macri hükümetinin işçi düşmanı politikalarını ve sendikal bürokrasinin hükümetle yaptığı işbirliğini reddetmek, bir siyasi seçenek olarak solu ve solun birliğini güçlendirmek için biraraya geldi. Sol Cephe’yi oluşturan üç Troçkist partinin (Sosyalist İşçilerin Partisi -PTS-, İşçi Partisi -PO- ve İDP’nin Arjantin’deki kardeş partisi Sosyalist Sol -IS-) çağrısıyla gerçekleşen etkinlikte, mücadeleci ve sınıfçı bir sendikal hattı savunan sendika şubelerinin ve işçi önderlerinin, kadın ve öğrenci hareketinin öncü kesimlerinin yoğun katılımı dikkat çekiciydi.

Arjantin’de Kirchner hükümetinin sahte sol ve ulusalcı bir söylemle ülkeyi on yıldan fazla yönetmesinin ardından, “sahte sol”un yarattığı hayal kırıklığının bir sonucu olarak iktidara gelen sağcı Macri hükümeti, emekçi halkın haklarına dönük olarak azgın bir saldırı yürütüyor. Bir yıllık Macri iktidarı tarafından 200 bin kamu emekçisi işten atılmış, faturalara yüzde bin oranında zam yapılmışken, enflasyon yüzde 30’un üzerinde seyrediyor. Mücadele halindeki emekçilerin seferberlikleri yoğun bir polis şiddetiyle boğulmaya çalışılırken, Macri hükümeti sendika bürokrasisini satın alarak işçi hareketini denetim altında tutma çabasında.

İşte bu tablo karşısında, benzer işçi düşmanı programları uygulayan, yolsuzluğa batmış sağ -Macri- ve “sahte sol” -Kirchnerizm- karşısında Sol Cephe, devrimci ve sol bir seçeneği, işçi-emekçi hükümeti şiarını yükseltiyor. Son seçimlerde yaklaşık yüzde 5 oy alarak ülkenin dördüncü büyük politik gücü haline gelen Sol Cephe, işçi düşmanı Macri hükümetine ve hükümet tarafından satın alınmış sendika bürokrasisine Atlanta Stadyumu’nda meydan okuyarak yanıt verdi. Önümüzdeki hafta, kemer sıkma politikalarına ve bürokrasinin sınıf işbirliği politikalarına karşı gerçekleştireceği eylemlerle Sol Cephe’nin faaliyetleri tüm hızıyla sürecek.

Arjantin’de Sol Cephe’de cisimleşen devrimci kutbun güçlenmesi, yalnızca ülke işçi sınıfı ve ezilenleri açısından değil, kıta ve dünya ölçeğinde de devrimci solun inşasında bir referans noktasını oluşturacak önemli bir gelişmeyi işaret ediyor.

Yorumlar kapalıdır.