Arjantin: Emeklilik haklarının çalınmasına karşı kitlesel tepki

İşçi düşmanı ve baskıcı Macri’nin maskesi düştü

Macri, Peronist bölge valilerinin anlaşmalı oylarıyla emeklilerin haklarını çalmaya çalışarak zafer elde etmeye çalışıyor. Ancak kazandığından çok daha fazlasını kaybetti. Çünkü yaptığı yasal düzenlemeye karşı ortaya çıkan tepki, emekliler ve toplumsal kesimlerle işçileri bir araya getirdi ve kitleler bu korkunç tuzağa karşı sokağa çıktı. Düzenlemeye karşı tepki öylesine büyük ki sokağa çıkanların sayısı milyonlara ulaştı. Sokağa çıkan kitle arasında, Cristina Kirchner hükümetinin yaratmış olduğu yıkıma karşı öfkeli olan ve Kirchner’i cezalandırmak için Ekim ayında Macri’ye oy verenler de bulunuyor. Onlar için de Macri’nin maskesi düştü. Bu, Macri’nin büyük politik yenilgisidir. Yasal düzenleme geçmiş olmasına rağmen işçiler için önemli olan, sokaklarda yaşanan bu birliktir. Tüm bu kemer sıkma politikalarına karşı emekçilerin birliği devam etmelidir.

Emeklilik haklarını savunusu için gerçekleşen toplumsal ayaklanma

Macri ve hükümet yanlısı pek çok medya organı, bu ülke çapındaki kitlesel ve toplumsal hareketin üstünü “azınlık grupların şiddet eylemi” yalanıyla örtmeye çalışıyorlar. Kitlelerin tepkisinin Macri hükümeti ve bakan Patricia Bullrich tarafından tasarlanan yasal düzenlemeler ve baskı politikaları sonucunda ateşlendiğini söylemiyorlar. Plaza Congreso’da toplanan 150 bini aşkın işçi ve emekçinin görüntülerini, Córdoba, Neuquén, Rosario, Tucumán ve ülkenin diğer bölgelerinde yapılan eylemleri gizlemek istiyorlar. Biber gazı ve plastik mermilerle kitlelere yönelik yapılan vahşi saldırıyı, CGT Troika’sının (Genel İşçi Sendikasını yöneten sendikal bürokrasi) boykotuna rağmen gerçekleşen güçlü genel grevi, yasa tasarısı ve baskılara karşı gece kendiliğinden başlayan tencere tava çalma eylemini, yine gece Kongre önünde toplanan ve tekrar bastırılmaya çalışılan binlerce kişinin varlığını da örtbas etmeye çalışıyorlar. Ancak her seferinde gerçeği gizlemeleri daha da zorlaşıyor.
Toplumsal seferberlik, 14 Aralık Perşembe günü parlamento oturumunu hezimete uğrattı ve emekçilere dönük şiddetli saldırıyı bastırdı. Kitlesel tepki o kadar büyüktü ki Peronist bölge valilerinin gücü kendi milletvekillerini kontrol altında tutmaya yetmedi. Bu valiler bölgelerindeki oyları kaybetmemek adına son çare olarak emekliler için acınası bir miktar ikramiyeyi çözüm olarak öne sürdüler. Kirchnerist Peronist milletvekilleri de kendilerini “muhalif” olarak göstermeye çalıştılar. Ancak gerçekte, onlar da parlamenter “sirk”in bir parçası ve valileri Alicia Kirchner de emeklilik reformuna ilişkin mali anlaşmayı imzalayanlar arasında. Son başkanlık adayları Daniel Scioli de yasal düzenlemenin parlamentodaki oylamasına katılmayarak düzenleme konusunda suç ortaklığını ortaya koymuş oldu.

Dış borçları kapatmak ve büyük sermaye sahiplerini kurtarmak için emeklilik hakları çalınıyor

Macri bir yandan Coca Cola, Coto, madencilik şirketleri ve mega soya üreticilerinin vergilerine af uygularken, bir yandan da “bütçe açığı” yalanıyla emeklilerden yaklaşık 100 milyar peso (5,64 milyar dolar) çalıyor. Hala hileli dış borçlar için milyonlarca dolar ödemeyi sürdürüyor. Emeklilik haklarının çalınması ve kamu hizmetlerine getirilen zamlar kemer sıkma politikalarını derinleştiriyor. Buna ek olarak Macri, maaşlara saldırı ve iş reformu yoluyla devlet memurlarını ve belediye işçilerini işten çıkarmaya çalışıyor. Ancak onu yenebilir.

Bunun için, kemer sıkma politikalarının tamamına karşı mücadelemizi sürdürmeye hazır olmalıyız. Kökten bir değişikliğin gerektiği mevcut durumda mücadelemizi ancak tabandan örgütleyerek sürdürebiliriz. Acil ekonomik plan zorunlu hale gelmiştir. Krizin faturasını en tepedekiler ödemelidir. Dış borçların ödenmesine son! Büyük sermaye sahiplerine derhal yüksek vergiler uygulanmalıdır. Bütçe; emekli aylıkları, maaşlar, eğitim ve sağlığa ayrılmalıdır. Macri hükümeti şimdilik emeklilik reformunu dayatmayı başardı, ancak emeklilere destekle başlayan bu kitlesel seferberliği sürdürmeliyiz. Geçtiğimiz haftalar içinde ne hükümetin, ne Peronizm’in, ne de CGT Troika’sının beklemediği bir toplumsal ayaklanmaya tanık olduk. Macri politik açıdan güç kaybetti. Kazandığı şey yalnızca Kongre’deki bir oylamadan ibaret.

Bu beklenmedik toplumsal ayaklanma sayesinde hain CGT Troika’sı ulusal grev çağrısı yapmak zorunda kaldı ama elbette bu çağrıyı sonuna kadar götürmediler. CGT Troika’sı 18 Aralık’ta Kongre önüne yapılan yürüyüşe çağrıda bulunmadı. UTA (Ulaşım İşçileri Sendikası) grevi boykot etti. Buna rağmen grev büyük bir etki yarattı. Bu bize gösteriyor ki, sendikal bürokrasinin liderlerine güvenemeyiz. Tabandan örgütlenmemiz, mücadele edenlere destek olmamız ve kemer sıkma politikalarına karşı mücadeleci sendikalar ve solun yanında ön saflarda yer almamız gerekiyor. CGT’yi hükümet ile yaptığı anlaşmayı bozmaya ve gerçek bir ulusal grev ve mücadele planı çağrısında bulunmaya zorlamalıyız.

CFT’yi (İşçilerin Federal Akımı)’nı ve CTA’yı (Arjantin Emekçileri Merkezi) ve diğer muhalif sendikal kesimleri, mücadeleci sendikal akımın yanında yer alarak bu grevi ve mücadele planını birlikte koordine etmeye ve seferberliği sürdürmeye çağırıyoruz.

Bütçe dış borçlara değil emeklilere ayrılsın!

İş reformuna hayır!

Macri, Peronist bölge valileri ve CGT’nin yaptığı anlaşmaya hayır!

CGT hükümetle bağlarını koparmalı ve grevle mücadele planı çağrısında bulunmalıdır!

Sosyalist Sol / UIT-CI (İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal)
19 Aralık 2017

Yorumlar kapalıdır.