Tuzla tersanesinden okur mektupları

Uzun bir süredir Tuzla tersaneler bölgesinde çalışmaktayım. Tersanelerde başlıca üç sorunumuz vardır. Benim kanaatime göre birincisi iş sağlığı ve güvenliği. Bunun için kişisel koruyucu mecburi şeyler var, veriliyor ama parası bizden kesiliyor, herhalde bizler patronlardan zengin olduğumuz için! İkinci bir husus ücretler ve çalışma saatleri; sabah 8’den akşam 5’e kadar duman, çamur, pas, toz içinde çalışıyoruz ve bizleri düşük bir ücretle çalıştırıyorlar. Yani, bir insanın ortalama ömrü 80 yılsa biz 20 yılını feda ediyoruz patronlar kazansın diye, ama biz erken gitmişiz kimin umurunda ki… Bir diğer husus; bildiğimiz üzere devlet taşeron sistemini kaldıracaktı ama bu tersane işçileri konusunda bir düzenleme yapmadı, yapmıyor. Daha doğrusu insanlar bir hafta çalışıyor üç gün yatıyor, bu döngü her zaman böyle devam ediyor ve edecekmiş gibi yasalar var karşımızda. Bizler bunlar için neler yapabiliriz ya da ne yapsak daha doğru olur? Grev yapabilmemiz için örgütlü bir işçi sınıfı gerekiyor.

Tuzla tersanelerinde işçiler olarak yan yana gelerek, ellerimizi birleştirerek, tersanelerde komiteler kurarak başarabiliriz bunu. Tersane işçileri birleşik işçi cephesini oluşturmak zorundadır, biz bunu oluşturduğumuz zaman artık tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak.

Tuzla’dan bir tersane işçisi

Sevgili işçi ve emekçi arkadaşlarım şu günlerde gerek fabrikalarda gerek diğer sektörlerde grev ve hak ayaklanmaları baş göstermekte umarım bu tersanelere de yansır. Yansımalı çünkü bu kokuşmuş düzene dur demenin vakti, çok şey istemiyoruz, başımızın belası taşeron kalksın, kadro verilsin, asgari ücret geçinilebilir düzeyde olsun diyoruz.

Tersaneler ağır sanayi olmasına rağmen ağır sanayi sayılmıyor. Bu en temel sorunlarımızın başında geliyor. Tüm metal işçileri birleşmeli, topyekun greve gitmeli. Tüm çalışan emekçi arkadaşlarıma selam olsun.

Tuzla’dan bir tersane işçisi

Yorumlar kapalıdır.