Kısa çöp, uzundan hakkını alacak!

Konu işçiye emekçiye gelince onlardan hemen aza kanaat etmeleri isteniyor. Niye? Sürekli israftan kaçınma, ölçülü yaşama öğütleri veriliyor. Neden? Dört emekliden üçü açlık sınırının altında maaş alıyor. Çalışanların yarısı açlık sınırının altındaki asgari ücrete çalışıyor. On yedi milyon kişi sosyal yardımlarla hayatını sürdürebiliyor. Bu durumda “aza kanaat et, israf yapma, ölçülü yaşa” öğütlerinin muhatabı kimler? Öğüdün verildiği işçi ve emekçiler olmadığı ortada. Onların isteseler de aza kanaat etmeme gibi bir şansları yok. İsraftan kaçınma ve ölçülülük işçi-emekçi için zaten bir zorunluluk. Acaba neden tam da bu mu?

Vaaz edenlerin kendileri tarafından kesinlikle uyulmayan bu öğütlerin söylenme nedeni işçinin emekçinin yokluk ve yoksulluğuna isyan etmesini önlemek. Dini duygularla onun kötü hayatının nedenlerini sorgulamasını engellemek. Kader deyip başına gelen her şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmesini sağlamak…

Dindarlar dünyanın bir imtihan sahası olduğuna inanırlar. İnançları gereği ebedi hayat ahirettir. O yüzden mala mülke tamah etmemek, çalmamak, paylaşmak, kul hakkı yememek tembih edilir. Bundan ötürü “kefenin cebi yok”, “dünya malı dünyada kalır” denir. Denir ama işte pratik ortada! Kefenin cebi yoksa bu hırs niye?

İsraf tabii ki kötü, ölçülü yaşamak tabii ki iyi bir şey. Lakin işçinin emekçinin zaten böyle bir lüksü yok. Kaldı ki bu öğütleri verenlerin saraylarda yaşayıp, en lüks araçlara binmelerine ne demeli? Gemilerinin, gayrimenkullerinin, paralarının haddi hesabı olmayanlar hangi ölçüye göre hareket ediyor?

Lafa geldiğinde dünya bir imtihan sahası! Sınava tabi olanlar hep niye işçiler ve emekçiler oluyor? Cennete gitsinler diye mi? Lafla peynir ekmek gemisi yüzmez. İşçi-emekçi alın teri soğumadan hakkını alacak. Hakkını almak için güçlü olacak. Güçlü olmak için birlik olacak! Birlik olunca kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak…

Yorumlar kapalıdır.