Maradona: Bu dünyadan bir futbol dahisi geçti
Diego Armando Maradona vefat etti. Vefatı hem ulusal hem de küresel çapta bir etkiye yol açtı. Milyonlarca kişi onun yasını tutuyor ve onu mahalle aralarında veya modern stadyumlarda, Villa Fiorito, Argentinos, Boca, Newell’s, Napoli, Barcelona takımları bünyesinde ve Milli Takım’ın parçası olarak sergilediği harika oyunlarla hatırlıyor. Efsanesi, dünyanın dört bir köşesine yayılan Maradona formalarında yaşayacak. “Maradooooo….” tezahüratı eşliğinde sahalara çıktığında onu bekleyenlere hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen bir neşe kaynağı olmayı başarmıştı. Bugün, tüm zamanların en iyi oyuncusuna da bu hatıralarla veda ediyoruz.
Mütevazı bir mahallede çekilmiş siyah beyaz bir videoda en büyük hayalinin dünya şampiyonu olmak olduğunu söyleyen Maradona bunu başarabildi. Arjantin’in dünya çapında ünlü futbolcusu Hugo (Loco) Gatti ya da kalecisi Ubaldo Fillol da dâhil herkesin gözlerini kamaştırdı. 1986 Dünya Kupası’nın durdurulamaz Diego’sunun, yüzlerce Arjantinli askerin Malvinas’ta hayatlarını kaybetmelerinden tam dört yıl sonra attığı ve hâlâ Dünya Kupası tarihinin en iyileri olarak anılan golleri, 34 yıl sonra bile futbol severleri gözyaşlarına boğuyor ve uzun kariyerini taçlandırıyor.
Maradona, hiçbir büyük oyuncu buna cesaret edemezken, 1974-1998 arası FIFA Başkanı olan mafyatik João Havelange’ın eylemlerine karşı çıkarak FIFA’ya kafa tutma cesareti gösterip ayrı bir futbol birliği kurdu. İşinsanı Grondona’nın Arjantin Futbol Federasyonu’na (AFA) karşı tavır alan; sonradan Papa Francis’le iyi ilişkileri olsa da, bir önceki Papa’ya, “fakirler için söylediği kadar endişeleniyorsa Vatikan’ın altınlarını satması gerektiğini” söyleyen de gene Maradona’ydı. 2005 yılında Arjantin’in Mar del Plata şehrinde 4. zirvesi gerçekleştiren Bush’un Amerikalar Serbest Ticaret Anlaşması’nı (FTAA) protesto etmek için bir trene atlayıp oraya gitmekten çekinmemiş olan bu adam, onurlu bir antiemperyalist tavırla öldü.
Kişiliği, artıları ve eksileri ile futbol sahalarının sınırlarını aştı. Şimdi futbolun yıldızı, günahlarını ve sevaplarını arkasında bırakarak aramızdan ayrılıyor. Onun cambaz futboluna hak ettiği değeri vermek, siyasi veya kişisel davranışlarına sahip çıkmak anlamına gelmez. Maradona’nın kişiliğinin hem aydınlık hem karanlık tarafları vardı. Tartışmasız bir futbol dehası olmasının dışında çok çelişkili hareketler de sergiledi. Örneğin, Che dövmesi yaptırmasına rağmen, büyük yanılgılar içerisinde Menemizm’den (1) Kirchnerizm’e kadar Peronizm’in farklı kanatlarını destekledi ve diktatör Maduro’nun da coşkuyla arkasında durdu. Kabul edilemez hareketleri vardı; hatta kadına yönelik şiddet ile suçlandı. Yasal süreçlere dayalı olarak çocuklarını nüfusuna geçirmesi gerekirken bile acınası bir maşist tavır sergiledi. Ne kadar büyük bir idol olursa olsun, Maradona’nın maşist ve kadın düşmanı davranışlarının kendisine dönük son vedada ifade edilmesi ve hatırlatılması, bu bağlamda oldukça önemli.
Kendisine bir röportaj esnasında kendi ölümü hakkında ne söyleyeceği sorulduğunda Maradona, “Mezar taşıma ‘top sağ olsun’ yazdırırdım” demişti. Biz de onu siyasi veya kişisel pozisyonları nedeniyle değil, futbolu seven milyonlar gibi top cambazlığıyla hatırlayacağız.
José Roldán, Sosyalist Sol (Arjantin)
25 Kasım 2020
(1) İsmi 1989-1999 yılları arasında Arjantin Devlet Başkanlığı yapan Carlos Menem’den gelen Menemizm, kısaca neoliberal politikalara dayalı popülist bir yönetim anlayışı özetlenebilir.
Yorumlar kapalıdır.