Metal işçileri haklarının peşinde!

Birçok sektörde olduğu gibi metal sektöründe de pandemi ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu işyerlerinden yola çıkarak hazırladığı rapor bu ciddiyeti gözler önüne seriyor. Rapora göre, sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var. Kimi işyerlerinde Covid-19 tanısı konulmuş işçi oranı yüzde 30’a ulaşmış durumda. İmalat sanayinde aktif vaka sayısı en az 112 bin…

Ancak gelin görün ki hükümet de işveren de işyerlerinde yayılımı durdurmak adına herhangi bir adım atmadığı gibi, bir de işçilerin sendikal örgütlenme gibi en temel haklarını ellerinden alma gayretinde. Çünkü biliyorlar ki, işçiler örgütsüzse onları haklarını vermeye gelince aza, çalışmaya gelince hep daha kötü koşullarda daha fazlasına mahkûm etmek kolay! Ancak işçiler de bunu çok iyi biliyor! Bu nedenle, Baldur Süspansiyon, Systemair HSK ve Özer Elektrik’te DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e üye oldukları için ücretsiz izne çıkarılan veya tazminatsız işten atılan işçiler, kendilerine uygulanan hukuksuzluğa karşı mücadeleden vazgeçmiyor.

Ancak işverenle işbirliği halinde olan rejim için elbette yapılan hukuksuzluk değil bu hukuksuzluğa karşı verilen mücadele bir tehdit olarak görülüyor. Bu nedenle, 24 Kasım’da sendikal haklarının tanınması için Gebze’den Ankara’ya yürümek isteyen metal işçileri bu sefer de valilik/polis tarafından engelleniyor. 100’e yakın gözaltı ile işçiler sindirilmeye çalışılıyor. Üstelik bu engel için, işyerlerinde, fabrikalarda görmezden geldikleri o pandemiyi bahane ediyorlar! Tıpkı maden işçileri alacakları için yola çıktıklarında yaptıkları gibi!

Ancak bahaneleri sadece kendi taraflarını açık ediyor. Metal işçisi kararlılığı ile hem kendisi hem de tüm işçi sınıfı için sendikalı olmanın bir hak olduğunu ve zaten oldukça zorlaştırılmış bu hak için mücadelenin önemini yeniden hatırlatıyor. İşçi ve emekçiler olarak onların sesine kulak vermeli, mücadelesini dayanışma ile büyütmeli ve kendi işyerlerimizdeki mücadeleyi onların verdiği mücadeleden ayrı görmemeliyiz.

Bugün maden işçileri, metal işçileri, sağlık emekçileri aslında temelde tek bir şey söylüyor: “Hakkımız olanı verin!” Tüm kazanımlarımıza, haklarımıza göz dikmiş bu sistemde hepimiz zaten bunun, hakkımız olanın mücadelesini vermiyor muyuz?

Yorumlar kapalıdır.