Bitcoin yasaklanmalı mı?

Kripto paralar özellikle son yıllarda gündemimizde daha çok yer alır oldu. Bitcoin bunlardan en bilineni olmasına rağmen 2009’dan bu yana 4501 tane kripto para yaratılmış ve kendine has borsalarda işlem görmekte. Kripto para çeşitlerini ve teknik süreci detaylı anlatmayacağım ama kısaca genel olarak Bitcoin ve kripto para nedir, neden ülkemizde popüler oldu ve bizi nelerin beklediğine gelin hep beraber bakalım.

2009’da ne oldu?

31 Kasım 2008 yılında, tüm para piyasalarının belki de kaderini değiştirecek makale, gizemli Satoshi Nakamoto tarafından yayınlandı. Bu makalede, merkez bankalarına gerek kalmadan eşler arasında güvenli nakit sisteminden bahsediliyordu. Bu, parayı bulan Likyalılardan beri paranın ilk defa merkezi otoritenin denetimine ve güvencesine gereksinim olmadan dolaşıma sokulması anlamına geliyor. 3 Ocak 2009’da ise makalede bahsedilen sistem hayata geçti. Sınırlı arz ve her yapılan işlem sonrasında, işlemi işleyen ve kaydedene verilen Bitcoin kendi için sanal bir arz-talep dengesi ve manipülasyonunu kurdu. Toplamda 21 milyon Bitcoin üretimi ve dağıtımı planlandı ve her yapılan işlem sonrasında belirli orantıyla dağıtımı yapılmakta.

  • Bitcoin ile yapılan ilk işlem 22 Mayıs 2010 yılında gerçekleşti. Bir pizza için 10 bin Bitcoin verildi.
  • 22 Temmuz 2013 yılında dolaşımdaki Bitcoin’lerin toplam değeri 1,2 milyar dolarken, 30 Nisan 2021 tarihinde 1 trilyon doları geçmiş durumda.
  • Bitcoin’in ardından sanallaşmış para birimleri mantar gibi türedi, bazıları Bitcoin mantığında işlem görürken (örn. Etherium), bazı kripto paralar ise merkezi sistemler tarafından pazarlanıyor (örn. Ripple).
  • Dünya çapında alışverişlerin çoğu kripto para borsaları üzerinden gerçekleştiriliyor. Türkiye’de de 40 tane yerli kripto para borsası var. Sadece en büyük ikisinde günlük gerçekleştirilen işlem hacmi 1 milyar doları aşmış durumda.

Thodex, Vebitcoin, Goldencoin…

Düzenli çalışmaktan ve ekonomiden umudunu kaybeden milyonlarca insanımız artık bir anda köşeyi dönüp kendi gemisini kurtarmanın derdinde, özellikle genç nüfus bu baskıyı fazlasıyla hissediyor. Kripto parayla ilgilenen kitlenin yüzde 62’si 34 yaş ve altı ve bunların büyük çoğunluğunun temel amacı kısa sürede para kazanmak. Yani kripto paranın başlangıçtaki amacı olan güvenli alışverişle ilişkisi yok. Bunu fark eden yerli simsarlar ise insanların yatırım umutlarını aynı Çiftlikbank’ta olduğu gibi suistimal ederek, yatırımcıların paralarını çalarak yurtdışına kaçtılar ve birtakım güçler tarafından korunuyorlar. İktidar ise gelişmekte olan tehlikenin farkındaydı fakat hiçbir önlem almayarak bu noktaya gelinmesine sebep oldu. Merkez Bankası’nın geçtiğimiz günlerde çıkardığı yasa ile kripto ticareti ve yatırımı engellenmeye çalışılıyor, fakat bu neredeyse imkânsız ve halkın korunmasını amaçlamamakta.

Ya sonrası?

İnsanlık teknolojiyle beraber gelen sanallaşmanın paradaki son büyük devrimiyle karşı karşıya. Fakat bunun Ponzi mi, yoksa bir kurgusal sermaye mi ya da merkezi hükümetleri sarsmaya ve paranın daha demokratik dolaşıma sokulmasına yarayan bir gelişme mi olacağını hep beraber göreceğiz. İktidarın halkı korumak için kripto parayı yasaklamaktan önce yaşanan vurgunların hesabını vermesi ve halkın neden buna altın hücum varmış gibi akın ettiğini sorgulaması lazım, çünkü özellikle gençleri bu çaresizliğe yönelten, onlarca yıldır uyguladığı ekonomi politikaları. Daha adil bir dünya ve emeğimizin sömürülmediği günler dileğiyle!

Yorumlar kapalıdır.