Aşağıda okuyucularımızla Latin Amerika’nın önde gelen Troçkist önderlerinden Nahuel Moreno’nun 1985’te Uluslararası İşçi Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (LIT-CI) ilk kongresinde yaptığı konuşmalardan bir kesit sunuyoruz. Konuşması boyunca dünya kongresinin gündeme getirdiği çeşitli tarihsel ve politik sorunlara eğilen Moreno, bir akım olarak İsrail devletini nasıl tanımladıklarına da değinmişti. İyi okumalar dileriz.
“Konuşmamın bu kısmında İsrail’den bahsetmek istiyorum. Öncelikle bir özeleştiri yapmak için: İsrail faşist bir devlet değildir ama bizim tanımladığımız biçimiyle, bir Nazi devletidir. Nazizm yalnızca proletaryaya karşı değil ama ırklara karşı da iç savaş metotları kullanır; özellikle de Yahudi ve Slav milletlerine karşı. Emperyalizmin en üst seviyedeki gaddarlıklarından biridir.
Burada tarihsel sorunun kendisine kendimi vakfetmek istemiyorum; Nazizm bir potansiyel olarak, kapitalizmin zaferi durumunda insanlığın geleceğinin ne olacağını herkese göstermiştir. Gaddarlığın bakış açısından Nazi dinamikleri dahicedir çünkü aslında o, sömürülenleri farklı türlere, farklı ırklara dönüştürme yönündeki teşebbüstür. Bu anlamda kapitalizmin canavarlığı son derece doğru nişan almıştır. İnsani açıdan daha büyük bir canavarlık olamazdı: İnsanlığı, birilerinin çalıştığı ve diğerlerinin ise geri kalanların pahasına yaşayacağı şekilde, farklı türlerle sonuçlanacak biçimde sektörlere bölme teşebbüsü. Bu hedefin yerine getirilebilmesi için yalnızca işçi sınıfına değil, ırklara karşı da iç savaş metotları kullanıldı. […]
Şunu çok iyi biliyoruz ki İsrail işçi sınıfı, özellikle de Aşkenazlar (yani Avrupa kökenli Yahudiler) zulme uğramıyorlar; onların Histadrut’a (Sendikalar Konfederasyonu) sahip olduğunu biliyoruz, onların her şeyi var. […] Reddetmekte olduğumuz, bir ırksal tipin sistematik olarak soykırıma uğratılıyor olmasıdır. Bu faşizmden ziyade Nazizmin bir özelliğidir. Bu yüzden özeleştiri veriyorum.
Artık öğrenmiş olduğumuz bu durumu zamanında takdir edememiştik. İsrailli önde gelen bir yargıç da, eğer doğru hatırlıyorsam Yüce Divan üyesi bir yargıç da İsrail’in Nazi olduğunu belirtmişti. Bunu değiştirdik ve durumun ne denli derin olduğunun farkına varmaksızın İsrail’in faşist olduğunu söyledik. Halbuki yargıç, durumu bizden daha iyi anlamıştı ve bir Yüce Divan üyesi olarak bile İsrail’in bir Nazi devleti olduğunu söyleme lüksüne sahip olduğunu biliyordu, dilediğini söylemekte serbestti. O haklıydı. Belirttiğimiz anlamda İsrail Nazi’dir: Belirli bir ırka karşı iç savaş yöntemlerini kullanmaktadır. Her nerede bir ırk iç savaş yöntemleriyle eziliyorsa, orada Nazi yöntemleri vardır çünkü bunlar iç savaş yöntemleridir.
Evet yoldaşlar, söyleyeceklerim bu kadar.”
Yorumlar kapalıdır.