DHL işçisi ile söyleşi: “İşçi sendikasıyla güçlüdür”

DHL Lojistik ile TÜMTİS sendikası arasında yapılan ve 01 Ocak 2022-31 Aralık 2023 dönemini kapsayan 5. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) geçtiğimiz günlerde anlaşmayla sonuçlandı. Bu anlaşmaya göre, birinci yıl çıplak ücretlerde net yüzde 45 oranında; ikramiye ve sosyal haklar dahil yüzde 63 ila yüzde 95 oranında değişen oranlarda zam alındı.

Şubat ayı boyunca sefalet zamlarına karşı insanca yaşayacak bir ücret talebiyle ardı ardına gelen işçi eylemlerinin ortasında imzalanan bu TİS, garanti altına aldığı zam oranı ve ilave haklar göz önüne alındığında bu süreçte sendikalı olmanın ve sendikalı, güvenceli bir iş talebinin önemini açıkça yeniden ortaya koyuyor. Hem ekonomik krize ve emekçilerin mevcut koşullarına hem de imzalan TİS’e ve sendikal örgütlülüğe ilişkin olarak bir DHL işçi temsilcisi ile konuştuk.

Ne kadar zamandır DHL’de çalışıyorsun? Daha önce sendikalı bir işyerinde çalışmış mıydın?

14 yıldır DHL’de çalışmaktayım. Daha önce çalıştığım işyerlerinde sendika vardı.

Önceki deneyimlerinle karşılaştırdığında sendikalı bir işyerinde çalışmanın faydalarını neler olarak görüyorsun?

Önceki deneyimle değil ama DHL’de çalıştığım süreyi ikiye ayırmak gerekiyor. Sendikadan önce ve sendikadan sonra olmak üzere daha doğru bir karşılaştırma olacaktır. Sendikadan önce yöneticiler istedikleri kişiye istedikleri zammı veriyorlardı. Her şey tamamen yöneticilerin insafına kalmıştı. Çalışıp çalışmamanıza bakılmıyordu; yeter ki yöneticilerle aranız iyi olsun, iyi zam alırsınız ve kalıcı olursunuz. Ayrıca sendikamız ilk sözleşmede yaklaşık 800 taşeron işçiyi kadroya aldırdı ve işyerinde taşeron çalışmaya son verdi. DHL Lojistik’te artık taşeron yok. Sendikadan sonra tamamen bir eşitlik geldi. Zamlar eşit oranda yapılmakta. Çalışanın işine sahip çıktığı bir ortam oluştu. Her sözleşme artan ücretlerle ve sosyal haklarla daha iyi bir seviyeye geldi. Sendikalı olduktan sonra eşitliğin geldiği, gönül ilişkilerinin bittiği bir süreç başlamış oldu. En önemlisi ise sosyal hakların olması ve her sözleşmede üzerine koyarak ilerlemesi, sendika olmasının önemini bir kez daha gösteriyor. İşçi sendikasıyla güçlüdür.

Pandemi ve ekonomik krizin iç içe geçtiği son iki yıl, işçiler için faturayı her anlamda ağırlaştırdı. Güvencesizliği, yoksulluğu derinleştirdi. Bu açıdan, son iki yılın hayatında etkileri neler oldu? Seni en çok zorlayan ne oldu?

Burada da yine sendikalı olmamızın avantajlarını yaşadık. Evet, çok zor bir süreçti. Birçok işveren işçilerini çıkardı; restoran, otel, kafe gibi sektörler çok etkilendi. Bazı sektörlerde tam tersi işlerde artış oldu ama sendikalı olmadıkları için güvencesiz, çalışma koşullarının aşırı düzensiz olduğu bir durumla karşılaştılar. Bu süreçte iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi, üretimin azalması ve yanlış ekonomi modelleriyle uğraşmanın bedellerini hem pandemide hem de pandemiden çıkışta çektik ve çekiyoruz da. Bu süreçte biz işçilerin birleşerek örgütlü bir mücadele etmekten başka şansımız yok.

Düşen alım gücü, eriyen ücretler derken yakın zamanda bir TİS sürecini geride bıraktınız. Bu TİS sürecine işçiler olarak hangi taleplerle ve ne kadar dahil oldunuz?

Aslında bizim sendikamızın bir geleneği var, üyelerinin (işçilerin) seçmiş olduğu işçi temsilcileri TİS görüşmeleri sonuçlanana kadar o masada bulundurur ve onlara söz hakkı verir. Bu da masadaki zorluğun, taleplerin nasıl karşılandığının görülüp işçilerle beraber kenetlenip iyi bir sözleşme dönemi geçirilmesini sağlar. Ve doğru bilgi analizi yapılmış olur. Bu süreç boyunca işyeri temsilcileri bütün TİS görüşmelerine dahil oldu ve işçilerin iradesini yansıtacak şekilde masada bulundu; aynı zamanda her bir TİS görüşmesinin ardından TÜMTİS işyerlerine uğrayarak yapılan son görüşme hakkında bilgilendirme yaparak işçilerden dönüşler ve fikirler aldı. Görüşmeler bu şekilde devam etti.

Bu dönem yapılan sözleşmemiz bence diğer dönemlerden çok daha iyi ama malum ülkemizin ekonomisi, döviz kurunun artması, TL’nin alım gücünün düşmesi karşısında ne kadar iyi bir sözleşme imzalasanız da şu an ülkenin bulunduğu ekonomik krizde yorum bile yapamaz hale geliyorsunuz. Sözleşmeden bahsederken bence ücret konuları çok iyi bir seviyeye geldi ama en önemlisi TİS’te bulunan 3 madde. Bu önemli maddeler alım gücümüz bu zor dönemde artıracaktır:

1. Sözleşmenin devam ettiği süreçte asgari ücrete bir artış olursa aynı oranda ücretlere de yansır, aradaki fark korunur.

2. Yıl sonu enflasyonu baz alınarak yapılan artış eğer asgari ücrete gelen zam oranından düşükse asgari ücrete gelen oran uygulanır.

3. Her yıl kıdem farkı konularak zam oranı ondan sonra yapılır.

İmzalanan TİS anlaşmasında sizi memnun etti mi, beklentilerinizi karşıladı mı? Neden?

Evet memnun etti fakat malum ekonomik koşullar, krizler, yanı başımızda Ukrayna-Rusya savaşı olması bizleri ülke olarak da etkiliyor, işçi olarak da etkiliyor. Her gelen günün geçen günü arattığı dönemler geçiriyoruz. Keşke dünyadaki bu saçma savaşlar sona erse.

Yeni TİS ile birlikte ücret artışının, ekonomik kriz karşısında alım gücünü korumaya yeterli olacağını düşünüyor musun? Ya da başka ne tür önlemler olması gerektiğini düşünüyorsun?

Ücretimde iyi bir oranda artış oldu ama alım gücümüz her geçen gün daha da azalmakta. TİS’i ne kadar iyi yaparsanız yapın ülke ekonomisinin bu kadar kötüye gitmesi karşısında duramazsınız. Bu da sendikanın değil siyasetçilerin beceriksizliğinden kaynaklıdır. Çözüm önerim bence üç ayda bir enflasyon oranında iyileştirme yapılmalı. Aksi takdirde hiçbir şeyin bir önemi kalmıyor. Ve ayrıca bizim sendikamız gibi işçiden yana tavır alan sendikaların birleşerek yeni bir mücadele hattı örmesi gerekir.

Şubat ayı boyunca birçok işyerinde işçiler kendilerine dayatılan sefalet zamları karşısında ücretleri için eyleme geçtiler. Bir kısmında aynı anda sendikalılaşma mücadelesi de sürüyor. Bu eylemleri nasıl değerlendiriyorsun?

Bu eylemlerin geç yapılan eylemler olduğunu düşünüyorum. Geç de olsa böyle onurlu bir mücadeleye kalkışan işçi sınıfının kazanacağını düşünüyorum çünkü bıçak kemiğe dayandı. Her işçinin sendikasıyla buluşmasını, bilinçli bir mücadele örneği sergilemesini diliyorum. Kazanımlar er ya da geç mutlaka elde edilir.

Şu anda sizinle aynı sektörde devam eden bir sendikalılaşma mücadelesi var: Yemeksepeti depo işçilerinin mücadelesi. Sendikalı bir işçi olarak, onlara ne söylemek istersin?

Belki ilk önce çekinecekler, belki sabırsızlanacaklar, yorulacaklar, psikolojileri bozulacak ama onurlu bir mücadele her zaman TİS’le sonuçlanır. Toplu iş görüşmeleri başlayınca kendileriyle gurur duyacaklar. Buradan son sözüm de “zafer direnen emekçinin olacak”. İşçi olarak sonuna kadar yanlarındayız. İnançlarını yitirmesinler, kazanacaklar.

Yorumlar kapalıdır.