Vergi matrahı sendikalı işçiyi soyup rejimin kasasını dolduruyor
Emekçinin milli gelirden aldığı payı tarihsel olarak en düşük seviyesine çeken ağır enflasyon karşısında, hükümet asgari ücrette, ilk olarak Ocak 2022’de yüzde 39,02’lik, ardından da Temmuz 2022’de yüzde 29,32’lik artışa gitti. Aralık 2021’de net 2825 lira (brüt 3577 lira) olan asgari ücret, Temmuz 2022’de net 5500 lira (brüt 6471) oldu. Artış fazla gözükebilir ancak aksine, kaşıkla verilen kepçeyle alındı; işçilerin alım gücü, patronlara servet aktarımını sürdürebilmek için, kasten düşürüldü.
Hükümet 2022’de asgari ücretin vergiden muaf tutulacağını açıkladı. Ancak asgari ücretin bir kuruş dahi üzerinde ücret alanlar, aldıkları brüt ücret üzerinden güncellenmemiş vergi dilimlerine tabi tutulmayı sürdürüyor (asgari ücretin üstündeki kısım vergiye tabi tutulacak şekilde). Ekonomik kriz ve resmi enflasyon oranlarının dahi yüksekliği dolayısıyla asgari ücretteki artışlar da görece yüksek tutulunca, sendikalı işçilerin ücret kazanımları anlamını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu tehlikeye karşı mücadeleci sendikalar, asgari ücrete verilen artış oranlarını, üye oldukları işyerlerinde birebir olarak mevcut ücretlere yansıtarak, üyeleri olan işçilerin kazanımlarını korumayı başardı.
Ancak hükümet asgari ücret artışlarını gerçekleştirirken vergi dilimlerini revize etmedi. Bu bilinçli saldırının bir sonucu olarak, asgari ücretin üzerinde maaşı olan işçiler (yani genellikle sendikalı işçiler), vergi matrahı dolayısıyla, yılın 5. veya 6. ayından sonra (kamuda çalışanlar yılın 4. ayıyla beraber), gelirlerinin yüzde 20’sine veya yüzde 27’sine devlet tarafından el konulmaya başlandığına tanık oldu. Bugün sendikalı bir işçinin çalıştığı 30 günün en azından 9’una rejim tarafından el konuyor.
AKP iktidarı altında Beşli Oligarşi’ye toplam 128 vergi affı çıktı. 2015’te Güler Sabancı’nın vergi borcunun 8 katrilyon 350 milyar lirası silindi. 2022 Mart’ında rejimin meclisten geçirdiği “Vergi ve Ekonomi Paketi” kapsamında, yurtdışına vergi kaçıran patronlara af geldi.
O halde mevcut tabloya bir bakalım. Rejim, patronların milyar liraları bulan vergilerini affediyor; vergi kaçıranı bağrına basıyor. Bunun karşısında işçinin, emekçinin kazancının her ay neredeyse 3’te 1’ini vergi olarak gasp ediyor. Halkın ihtiyacı olan temel tüketim maddeleri üzerinden yine vergi topluyor. Ve yoksullardan topladığı vergileri, vergilerini affettiği patronlara peşkeş çekiyor.
Ne istiyoruz? Vergide adalet. Nasıl olacak bu? Azdan az, çoktan çok alınarak. Toplumun açlığa ve yokluğa sürüklenmesinden kâr edenlere servet vergisi konarak.
Aynı zamanda sendikalı olmak ekonomik ve politik anlamlarını kaybetmesin diye, sendikalı işçilerin ücret kazanımları korunmalı. Bunun için vergi dilimleri yeniden değerlendirme oranlarına göre revize edilmeli, kümülatif vergi tutarı brüt değil net ücret üzerinden hesaplanmalı, vergi dilimleri revize edilirken emekçilerden alınan vergi oranları da düşürülmeli.
En önemlisi: İşçiler yıl içinde daha yüksek vergi dilimlerine girdikleri bahanesiyle herhangi bir gelir kaybı yaşamamalı.
İki ay içinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2023 yılı asgari ücretini belirlemek için toplanmaya başlayacak. Konfederasyonlarımızdan, rejimin vergi soygununa dur demeleri ve bu yönde Asgari Ücret Tespit Komisyonu içinde mücadele etmeleri veya onun üzerinde basınç oluşturmaları için seferber olmalarını talep edelim.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda 5 patron temsilcisi, 5 hükümet temsilcisi, 5 tane de sendika temsilcisi var. Burada işçilerin elini güçlendirebilmek için, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanmadan önce, kasım ayı gibi bütün konfederasyonlar, şube ve sektör ayrımı yapmaksızın vergi dilimlerine adil bir düzenleme getirilmesi için sokaklardan ses verebilmelidir.
Yorumlar kapalıdır.