Şili: Hayır’ın zaferi, yenilginin bilançosu ve mücadeleyi nasıl sürdürmeliyiz
İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in Şili partisi Sosyalist İşçi Hareketi’nin, ülkede 4 Eylül’de gerçekleşen anayasa referandumu ertesinde yayımladığı açıklama.
Yeni anayasa önerisi, sadece %37 kabul oyuna karşın, ülke çoğunluğunca %62 oyla reddedildi. Bu sonuç, 2019’dan günümüze kadar süren halk ayaklanmasının en önde gelen savaşçıları olan geniş bir yoldaşlar kesimi için ağır bir darbe oldu. Şimdi bir kafa karışıklığı egemen, zira dün kazananlar büyük iş insanları, sağcılar ve Pinochet yanlılarının en berbat kesimleri oldu. Yüz binlerin hayal kırıklığını anlıyor ve paylaşıyoruz.
Bugün önümüzde temel bir görev duruyor: ne olduğunu anlamak, yenilginin gerçek nedenlerini ve bunun halk ve işçi sınıfı için ne sonuçlar doğuracağını tespit etmek. Suçu “cahil ve faşo” halka yüklemek gibisinden eski ve kötü geleneksel açıklamalar hiçbir işe yaramaz. Bugün mücadeleyi tekrar yükseltebilmek için doğru sonuçlara ihtiyacımız var, zira mücadele acil bir görev olmaya devam ediyor.
Seçim yenilgisinin gerçek nedenleri
Son zamanların en önemli halk ayaklanmalarından birine öncülük etmiş, %80’lik bir oyla anayasayı değiştirmeye karar vermiş, bağımsız adayların Kurucu Meclis’te çoğunluk oluşturmasını sağlamış bir halkın şimdi bu çoğunlukla anayasanın değiştirilmesini reddetmiş olması tam anlamıyla bir çelişkiymiş gibi gözükmekte. Ama durum öyle değil.
Bu yenilgi, sağcılar, eski Concertación partilerinin (1990’da yapılan ve askeri yönetimin sonlandığı seçimde iktidara gelen merkezci koalisyon) ve Geniş Cephe’nin, Piñera hükümetini kurtarmak ve seferberliğin gücünü tamamen patronların denetiminde bir anayasa oluşturma sürecine doğru saptırmak ve Kurucu Meclis’in bağımsız ve egemen olmasının önüne geçmek amacıyla 15 Kasım 2019’da imzaladıkları Barıș Antlaşması’yla başladı. Sadece bu değil, aynı zamanda bu antlaşma seferberliğin en mücadeleci kesimlerinin baskılanmasına ve hapsedilerek politik tutuklulara dönüştürülmesine ve bu amaçla polise dokunulmazlık sağlamaya olanak tanıdı. Ve bu durum bugüne değin sürdü.
İlk plebisitte %80’lik bir onayla ve bağımsızları çoğunluk olarak seçerek işçi sınıfı ve halk, her zamanki yolsuzlara karşı koyacak bir kurum oluşturduğuna inanmıştı. Ama öyle olmadı. Bu nedenle ardından hayal kırıklığı ve milyonların kurucu süreçten kopması geldi. Kurucu Meclis Piñera hükümetinin rahatça sürmesine imkân verdi, iş kayıplarına ve yoksulluğun yaygınlaşmasına karşı hiçbir şey yapmadı, politik tutuklular için ve milislerin ve polisin baskılarına karşı hiçbir şey yapmadı. Halk isyanını gerçekleştirenlerin acil taleplerinden tamamen uzak; sağın, eski Concentración’un ve bugünkü hükümeti oluşturanların istediği şekilde herhangi bir parlamento gibi davrandı.
Aynı Kurucu Meclis’te ve kulis oyunlarıyla “bağımsızların” çoğunluğu kontrolü politik partilere bıraktı ve doğal kaynakların millileştirilmesi gibisinden önemli taleplerin yeni anayasa metninin dışında bırakılmasına geçit verdi. Zorlamalar ve manevralar arasında, bazı demokratik kazanımlar getirmesine karşın, ortaya ülkede derin bir yoksulluk yaratan ekonomik modelin aynen devam etmesini öngören bir anayasa çıktı. Bu nedenle yeni anayasa önerisi onu kabul edenler arasında bir heyecan yaratmakla birlikte işçi sınıfı ve halkın beğenisini kazanmadı ve sokaklara çıkmamıza neden olan temel talepleri içermeyen bu öneri karşısında kafa karışıklığı oluştu.
Öte yandan bir başka hayal kırıklığı daha dünkü senaryoyu hazırladı. Yeni işbaşına gelen ve Komünist Parti ve Geniş Cephe’nin başını çektiği hükümet de milyonlar için bir hayal kırıklığına yol açtı. Milyonlarca işçi ailesinin yaşadığı derin ekonomik kriz karşısında Boric ve onun hükümeti felaketi durdurmak için gerekli en temel talepleri karşılamayı reddetti. Enflasyona ve sefalet ücretlerine karşı hiçbir şey yapmadı, devlet yardımı yapmayı reddetti ve büyük sermayenin çıkarlarına dokunmadı. Yaptığı şey ise Mapuche halkını ezmek ve boş vaatlerde bulunmak oldu. Bu nedenle milyonlar bu hükümeti cezalandırmak için plebisit oylamasını kullandı.
Daha da canicesi, kampanya sırasındaki tutumuydu. Binlerce kişi son derece yetersiz kaynaklarla Pinochet taraftarlarının Hayır çalışmasına karşı mücadele ederken, Boric ve onu destekleyen partiler, yeni anayasa metnini sermayenin çıkarları doğrultusunda değiştirmek için alelacele bir anlaşma imzaladılar. “Herkes için bir anayasa” yapmak gerekir iddiasıyla, yeni anayasayı hayırcılarla açıkça ve yüzsüzce pazarlık etmeye koyuldular!
Bu aynı partilerce yönetilen sendikal, öğrenci ve kitle örgütlerinin tutumu da aynıydı; onlar da hayal kırıklığının yaygınlaşmasında menfur bir rol oynadılar. Bu zorlu günlerde işçi aileleri için hiçbir şey yapmayan CUT (Birleşik İşçi Konfederasyonu) veya talepte bulunmak için sadece laf üreten Öğretmenler Birliği, yıllardan beri ortalıkta görünmeyen ve bugün öğrencilere karşı tümüyle hükümetin yanında olan CONFECH (Şili Öğrenciler Konfederasyonu) kabul için doğru dürüst kampanya bile yapmadılar. Soruyoruz: Bu örgütler işçilerle ve öğrencilerle kaç toplantı ve faaliyet gerçekleştirdiler?
Sağın ve Hayırcıların kampanyası, bunların yaydığı zehirli yalanlar ve korku, halk ayaklanması sırasında Piñera’yı kurtaran ve Kurucu Meclis’te sağ ile pazarlık yapan, ardından kabul oyu isteyen bugünkü hükümet partilerinin yarattığı hayal kırıklığının aralıklarından rahatlıkla içeri sızdı. Bu onların yenilgisi oldu. Milyonlarca işçi, öğrenci, kadın, ezilen ve yerli halk bu kafa karışıklığının sonucunda veya doğrudan durumu değiştirmeyi vaat etmiş olan bu hükümetin göstermelik uygulamalarını ve kandırmacalarını cezalandırmak için ret oyu kullandı.
Öte yandan, daha az önemli olmayan bir noktayı daha eklememiz gerekir. Onur Kabulü’nün (Apruebo Dignidad, Boric’in başını çektiği seçim koalisyonu) ve eski partilerin bütün politik süreci bugüne kadar getirebilmelerinin bir nedeni de bizlerin tüm halk isyanı sırasında birlikte mücadele ettiğimiz milyonlar için bir politik seçenek inşa edemeyişimiz oldu. Enflasyona ve sefalet ücretlerine karşı, işçi sınıfının ve halkın en acil talepleri için ve (anı geldiğinde) Kurucu Meclis’teki aldatmacalara ve manevralara karşı mücadele etmemizi olanaklı kılacak bir seçenek; ancak bu yolla Pinochet anayasasına karşı Evet oyu sağlanabilirdi. Böyle bir seçenek olmadığında, durumun açığa çıkardığı gibi, tüm çabalar boşunaydı.
Halka ve işçi sınıfına saldırmak için bu yenilgiden yararlanacaklardır
Bugün Hayır’ın zaferi, zaten Pinochet’cilikle arasında köprüler kurmuş olan bir hükümeti daha da sağa doğru itecektir. Piñera’ya ve halk isyanına terör yağdırmış olan kolluk kuvvetlerine dokunmayacak, Wallmapu’yu militarize edecek ve seferberlikleri bastıracak, ve en önemlisi “herkes için anayasa” oluşturmak için yapılan ulusal anlaşmaya sadakat gösterecektir. Boric, Komünist Parti ve Geniş Cephe hükümeti buydu ve böyle olacaktır.
Plebisiti kazanır kazanmaz ve kendi seçmenlerini heyecanlandırmayan küçük kutlamaların ortasında, ret liderleri Boric’in teklifini kabul etmek için hemen ortaya atıldılar. Her iki taraf da epeyce bir süreden beri, ve tabii halkın sırtından, hangi seçenek kazanırsa kazansın reformlara girişileceğini söylüyorlardı, ama şimdi tamamen yolsuzlarla dolu parlamento tarafından yönlendirilecek reformlar.
“Yeni bir anayasa süreci” vaat etmişti Boric onlara. “80 anayasasına değişiklikler yapmak gerekir” diye yanıtlıyor sağcılar. Her iki kesim de, “sorumlu” değişikliklerin ancak kendileri tarafından, parlamentoya kapanmış halde yapılabileceği hayallerini beslemeyi sürdürmeye ihtiyaçları olduğunu biliyor. Ve bunun için de, ekonomik kriz sonucunda yaşam koşulları gün be gün bozulan milyonlarca işçi ailesini yatıştıracak bir reform senaryosu oluşturmak istiyorlar. Toplumsal huzursuzluk derinleşiyor ve Hayır’ın konjonktürel zaferi bu durumu unutmalarına yetmiyor.
İstedikleri, 2019 halk ayaklanmasının tüm kalıntılarını yok edecek ve ekonomik krizin yükünü işçi sınıfının sırtına bindirecek, adı ne olursa olsun yeni bir ulusal anlaşmanın gerçekleşmesidir. Bu nedenle, 4 Eylül referandumu yenilgisinden gerekli sonuçlarını çıkarmamız ve bu hükümetin ve onu sağ muhalefetteki müttefiklerinin yeni saldırılarına karşı koymak için saflarımızı acilen düzenlemeliyiz.
Hepsine karşı koymalıyız
Pekiyi, yeni anayasa tasarısını kabul etmek neden o kadar önemliydi? Zira reddedilmesi ülkedeki en gerici kesimleri güçlendirecekti, öyle de oldu. En önemli etkinlikleri gerçekleştiren ve kendi gücümüzle kampanyayı sürükleyen bizler, binlerce kişi öyle düşünmüştük. Sadece oy istememiş, aynı zamanda Boric hükümetinin manevralarını teşhir etmiş, enflasyona ve sefalet ücretlerine karşı mücadele çağırılarında bulunmuş, tüm mücadelelerle etkin biçimde dayanışmaya girişmiştik.
Bu nedenle, Pinochet’ciliğe ve retçilere karşı sokaklarda mücadele eden bizler arasında kurulmuş olan bu birliği güçlendirmek önemli bir görevdir. Onların seçim zaferi sadece, faturası bize yüklenen, ama zenginleri daha da zengin yapan ekonomik kriz nedeniyle sefalete sürüklenen milyonlarca işçi ailesi için daha fazla yoksulluk demektir.
Yeniden toparlanmamız, mücadeleleri birleştirmemiz, dostça diyaloglar kurmamız, Hayır’ın zaferini işçi sınıfına ve halka darbeler indirmek için kullananlara karşı birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Son yenilgi için üzülmenin zamanı ileride gelecektir, bugün ise 2019 halk ayaklanmasının açtığı yolda yeniden yürümeye başlamanın günüdür.
Enflasyona ve sefalet ücretlerine karşı ulusal bir mücadele planı için…
Wallmapu’nun militarizasyonuna, baskılara karşı ve tutukluların serbest bırakılması için…
Her zamanki yolsuzlar tarafından yönlendirilen sahte bir anayasa süreci başlatmak için Ret yanlıları ile Boric hükümeti arasında gerçekleştirilen pazarlıklara karşı…
Mücadeleleri birleştirelim, sokakları fethedelim, hep birlikte politik seçeneği geliştirelim.
Şilili ve dünyanın kadın ve erkek işçilerinin yönetebilmesi için…
MST Yürütme Komitesi
5 Eylül 2022
Yorumlar kapalıdır.