Eğitim emekçileri 2 Kasım’da iş bırakıyor!

AKP iktidarı 2022 yılının ilk aylarında, uzun süredir bir ihtiyaç olarak çıkması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile ilgili düzenleme yaptı. Ancak AKP iktidarı tıpkı diğer konularda olduğu gibi kendisinden bekleneni yaparak eğitim emekçilerinin yarasına merhem olmak yerine tuz basılmasına neden olan bir yasa hazırladı.

Meslek kanunundan beklenen neydi?

Başta da belirtildiği gibi eğitim emekçileri uzun süredir öğretmenlerin kangrenleşen sorunlarına çözüm üretecek bir meslek kanununun çıkmasını bekliyordu. Hiç şüphesiz bu sorunlardan en önemlisi eğitim emekçilerinin uzun süredir beklediği, özlük haklarında ve ekonomik konularda avantajlar sağlayacak 3600 taban aylığı düzenlemesiydi. AKP iktidarı uzun süredir 3600 ek göstergeyi dile getiriyor ama bunu her seçim öncesinde bir seçim malzemesi olarak kullanmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Diğer önemli bir beklenti de öğretmenler arasındaki ücretli, sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımların ortadan kaldırılarak kadrolu ve güvenceli bir iş talebiydi. Zira aynı okulda aynı işi yapan eğitim emekçilerinin arasında suni olarak yaratılan bu ayrımlar eşit işe eşit ücret anlayışını boşa düşürüyor, eğitim emekçileri arasında sorunların çıkmasına neden oluyordu.

Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin de meslek kanunundan büyük beklentileri vardı. Başta taban ücret uygulamasının geri getirilmesinden, çalışma saatlerinin düzenlenmesine kadar pek çok konuda meslek kanunundan beklentiler içindeydi özel sektörde çalışan eğitim emekçileri.

Bu taleplerin yanı sıra atama ve yükselmede mülakatın kaldırılması, arşiv taraması uygulamasının kaldırılması, giyim, ulaşım, yemek, kira, çocuk yardımı gibi ekonomik iyileştirilmeler yapılması, vergi dilimi adaletsizliğinin ortadan kaldırılması gibi pek çok beklentisi de vardı eğitim emekçilerinin meslek kanunundan.

ÖMK ne getirdi?     

Maalesef AKP iktidarı yasalaştırdığı ÖMK ile yukarıda sayılan hiçbir beklentiyi karşılamadığı gibi eğitim emekçilerinin karşısına yeni sıkıntılar çıkardı. Bu sıkıntılardan en önemlisi de eğitim emekçilerini kendi içerisinde bölen “kariyer basamakları” uygulamasıdır.

Kariyer basamakları uygulamasına göre on yılını dolduran eğitim emekçileri yaz tatili boyunca uzun bir hizmet içi eğitimden geçirilecek ve kasım ayı ortalarında bir sınava alınacaktır. Sınavda 70 barajını geçiren eğitim emekçileri “uzman” öğretmen olacaktır. Daha önce “uzman” olan ve uzmanlıkta on yılını tamamlayan eğitim emekçileri ise yine aynı sınavla “başöğretmen” olacak ve her iki kademede de eğitim emekçilerinin maaşlarında artış sağlanacaktır.

Eğitim emekçileri rahatsız

ÖMK’nin getirdiği bu kariyer basamakları uygulaması iktidar yanlısı olsun olmasın tüm eğitim emekçilerini oldukça rahatsız etti ve yaz boyunca özellikle sosyal medya platformları üzerinden büyük protestolar gerçekleştirildi.

Başta Eğitim-Sen olmak üzere birkaç sendika alana indi, kendi güçleri oranında sokak eylemleri, basın açıklamaları gibi protesto eylemleri düzenlediler.

Geçtiğimiz haftalarda ise ÖMK’ye karşı olan 13 sendika Ankara’da bir araya gelerek bu yasaya karşı gösterilecek tepkileri ortaklaştırma kararı aldılar. Bu ortaklaşmanın en somut adımı da 2 Kasım Çarşamba günü yapılacak olan bir günlük iş bırakma eylemi olacaktır.

2 Kasım’da eğitim emekçileri grevdeler!    

Başta Eğitim-Sen olmak üzere Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim-Sen gibi ÖMK’ye muhalif 13 sendika 2 Kasım Çarşamba günü bir günlük iş bırakacaklardır. Kariyer basamakları sınavının ortadan kaldırılması talebi başta olmak üzere, 3600 ek göstergenin bir an önce tüm kamu çalışanlarına verilmesi, eğitim emekçilerinin insanca yaşayacak bir ücrete kavuşması, bu bağlamda sosyal ve ekonomik iyileştirmeler, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi gibi somut talepler ile iş bırakacak 13 sendika, taleplerin yerine getirilmemesi durumunda eylemlerin artarak devam edeceğini de belirtiyor.

Yapılacak bu grev 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılacak bir grev olması açısından oldukça önemlidir. Bilindiği üzere 15 Temmuz’dan sonra AKP iktidarı bu darbe girişimini muhalifleri sindirmek için bir araç olarak kullanmış ve çıkarılan hukuksuz KHK’lerle binlerce emekçinin işine haksızca son vermiştir. Bu KHK süreci özellikle kamuda çalışan emekçilerin üzerine büyük bir korku bulutunun çökmesine neden olmuştur. Bu nedenle kamu emekçilerinin üzerine çöken bu korku bulutunun dağıtılması için de önemli bir dönemeç olacaktır 2 Kasım grevi…

Yorumlar kapalıdır.