Geçtiğimiz hafta, başını “prens” Rıza Pehlevi’nin çektiği, hepsi yurtdışında yaşayan İranlı “tanınmış” figürler sosyal medyadan ortak bir mesaj yayımladı. Mesajı yayımlayanlar insan hakları, kadın hakları aktivistleri, avukat, ünlü şahıslar ya da eski bir futbolcu gibi geniş bir yelpazeye yayılan sağ ve liberal kanatta yer alanlar. Ve çoğunun ortak noktası AB ya da ABD hükümetleriyle belirli düzeylerde ilişki içerisinde olmaları. Masih Alinejad, Nazanin Boniadi, Hamed Esmaeilion, Ali Karimi, Ammar Maleki, Ladan Boroumand, Golshifteh Farahani, “prens” Rıza Pehlevi ile birlikte bu “koalisyon” çağrısına dahil olanlar.
Bir başka ifadeyle bu isimler, İran devrimci sürecinde “demokratik gericiliğin” temsilcileri. İran emekçi halklarının 100 günü aşkın bir süredir İslam Cumhuriyeti rejimini devirmek amaçlı açtıkları devrimci süreci çalmaya, emperyalizmin ve gerici bölge güçlerinin desteğiyle ona konmaya çalışanlar bunlar. Ve haliyle, bu unsurlar eliyle böylesi bir “koalisyon” çağrısının yapılmış olması, ülke içerisinde İslam Cumhuriyeti rejimine, kapitalist sömürü politikalarına, patriarkaya, ulusal ve dinsel sömürüye, sağcı politikalara karşı ayaklanmasını sürdüren ve bu seferberlik içerisinde kendi özörgütlenme organlarını yaratan İran emekçi halkları tarafından yoğun bir tepkiye neden oldu.
Aşağıda takipçilerimizle, yukarıda bahsi geçen gelişmeler üzerine, devrimci sürecin gerçek sahiplerinden bir tanesi olan Mahabad Kızıl Devrimci Gençlik Komitesi’nin yayımlamış olduğu deklarasyonu paylaşıyoruz.
***
Devrimci talepler etrafından örgütlü kitle mücadelelerinin birliği ve sürekliliği için: Devrimci güçlere birlik çağrısı
İran toplumunda baskı ve tiranlığın hakimiyetinin, özgürce diyalog kurmayı, iletişim kurmayı ve toplumun tabandan bir devrimci güçler bloğu oluşturmasını zor ve riskli hale getirdiği bir durumda; yurtdışındaki burjuva muhalefet, medya figürlerinden, halk karşıtı partilerin liderlerinde oluşan bir koalisyon ilan ederek, Batı hükümetleri ve dünya güçleri ile lobi yaparak sürgünde bir hükümet kurmaya ve devrimi çalmaya, ezmeye çalışıyor. “Geçiş Yönetimi Konseyi”, “Ulusal Karar Konseyi”, “Kürdistan Partileri İş Birliği Merkezi”, “Prens Pehlevi” ve diğer liberal akım ve unsurlar, Jina devriminin ufkunu ve hedeflerini bozmaya çalışmakla meşgul.
Öte yandan, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” ayaklanması sırasında, seferberlikler içerisinde, sokaklarda, mahallelerde ve şehirlerde ülke çapında farklı isimler altında ağlar, komiteler ve örgütlenmeler oluşturuldu. Böylesi bir durumda, genel ve ortak taleplerin belirlenmesi devrimin gerçek güçlerinin ulusal çapta dayanışmasını güçlendirmekte, mücadelelerin derinleşmesinin ve sürekliliğinin sağlanmasında önemli olacaktır. Bir “devrimci talepler manifestosu” etrafında komitelerin, konseylerin, yerel örgütlenmelerin ve önde gelen öncü aktivistlerin bir blok oluşturması, devrime “vekalet” etmeye çalışan güçlere sınır çizmek ve halk egemenliğinin anlamına dair net bir vizyon göstermek adına önemli bir adım olabilir. Böyle bir manifesto, onu oluşturacak güçlerin kamuya açık iletişimine ihtiyaç duymadan, tüm partileri, önceden oluşturulmuş örgütleri, çekirdekleri ve yeni oluşan komiteleri, emek örgütlerini ve adalet ve demokrasi mücadelesi veren tüm bireyleri tek bir blok altında birleştirebilir. İşçi sınıfının günlük protestoları, sokak hareketinin eylemlilikleri, özörgütlenmelerin geliştirilmesi ve halk devriminin zafere ulaşma sürecinde, bu ortak talepler, emekçi halkın ve tüm ezilenlerin mücadelelerinin manşeti haline gelmelidir. Biliyoruz ki, son kertede bu taleplerin tam olarak gerçekleşmesi, özgürlük ve eşitliğin tesisi ve garanti altına alınması devrimle ve emekçi halkın iktidarı ele geçirmesiyle mümkün olacaktır.
Emekçi halkın taleplerine ilişkin on öneri:
1) İdam cezasının iptali ve siyasi tutukluların koşulsuz salıverilmesi!
2) Toplumsal eylemlerde veya rejimin işkence merkezlerinde protestoculara yönelik baskı, şiddet, işkence ve öldürmelere derhal son verilmesi! Ve protestoculara yönelik şiddete ve cinayete karışmış faillerin yargılanması!
3) Zorunlu başörtüsünün ve kadın düşmanı yasaların kaldırılması! Ev içi emeğin sosyal bir hizmete dönüştürülmesi! Kadın bedeni üzerindeki tahakküme son verilmesi! Kadın ve erkek arasında tam eşitliğin sağlanması! Tüm cinsel yönelimlerin haklarının tanınması!
4) Tüm özelleştirmelerin iptali! Geçici sözleşme ile çalışan emekçilerin kadrolu ve kalıcı sözleşmeye geçirilmesi! Asgari ücretin yoksulluk sınırının üzerine çıkartılması!
5) Ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkının tanınması! Ulusal baskının tamamen ortadan kaldırılmasıyla, çifte baskı altında ekonomik anlamda daha da ezilmiş sektörlere tazminat ödenmesi adına koşulların yaratılması!
6) Herkes için sosyal refah! Uygun barınma koşulları, insan onuruna yaraşır bir iş, genel işsizlik sigortasının tesisi, sosyal sigorta sağlanması! Parasız eğitim ve parasız sağlık!
7) Çocuklar için tüm insan haklarının sağlanması! Çocuk işçiliğinin derhal iptal edilmesi! Çocuklar üzerinde iktidar eliyle yaratılan her türlü dini, kültürel baskıya son verilmesi! Pedofili ve çocuk evliliğinin suç sayılması!
8) Koşulsuz ifade özgürlüğü! Örgütlenme, toplantı, protesto ve grev hakkı!
9) Dinin devlet işlerinde ve eğitimden kesin şekilde ayrılması! Her türlü dini ve ideolojik baskıya son verilmesi!
10) İş yerlerinde, üretim ve dağıtımda işçi mülkiyeti ve kontrolü! Sosyal kurumlarda ve kamu sektöründe halk mülkiyeti ve kontrolü!
Mahabad Kızıl Devrimci Gençlik Komitesi
3 Ocak 2023
Yorumlar kapalıdır.