Newroz 2024: Emek-özgürlük ortaklaşmadan cendereden çıkış yok!

2024 Newroz’unu siyasal demokrasinin ayaklar altına alındığı, ekonomik krizin haneleri çökerttiği, deprem felaketinin yıkıcı etkilerinin halen devam ettiği, iş cinayetlerinin göz göre göre gerçekleştiği, eşitsizliğin ve adaletsizliğin zirve yaptığı koşullar altında karşılıyoruz. 31 Mart yerel seçimleri sonrası bu tablonun her anlamda emekçiler ve ezilenler aleyhine daha da ağırlaşacağı sır değil. Safımız, bu emek düşmanı arsız saldırının ve yağmacı sermaye cephesinin tam karşısındadır.

Türkiye, omurgasını AKP-MHP ittifakının oluşturduğu ama geçmişten bugüne karanlıkta yer alan ne kadar kişi/yapı varsa hepsinin içine doluştuğu yağmacı bir iktidar bloğuyla karşı karşıyadır. Önceki içişleri bakanının fotoğraf albümü bu ilişkilerin şeceresinin en bilinen örnekleriyle doludur. Meselenin beka ve vatanseverlik olmadığı ortadadır. Bu iktidar bloğu ve yapısı emekçiler ve ezilenler için yoksulluk, kan ve gözyaşıdır. Kim bu iktidar bloğuna meşruiyet sağlıyor ve onu muhatap alıyorsa emekçilerin ve ezilenlerin tarafı değildir.

Yirmi yılı aşkın iktidar pratiğinin gösterdiği bu hakikat, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde de kendisini göstermektedir. Pastanın küçüldüğü, rekabetin arttığı ve çeşme başının el değiştirme tehlikesinin ortaya çıktığı her durumda olduğu gibi devlet imkânlarıyla kuşanmış akçeli işler teşkilatı rejim kuvvetlerini işbaşına çağırmaktan geri durmamaktadır.

Mayıs seçimlerinden bu yolla, hileli ve eşitsiz bir şekilde, zaferle çıkan iktidar yerel seçimlerde de başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bir önceki seçimde kaybettiği kentleri alarak iktidarını pekiştirme peşindedir. Bunun emekçiler ve ezilenler için anlamı açıktır. Safımız emekçilerin ve ezilenlerin safıdır.

Zulme karşı direnişin ve özgürlük mücadelesinin simgesi olan Newroz böylesi bir baskı ve eşitsizlik altında kutlanacaktır. Newroz 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimler öncesi, başta İstanbul ve Diyarbakır olmak üzere, Kürt halkının, işçi ve emekçilerin ve tüm Ortadoğu emekçi halklarının nabzının ölçüldüğü bir gösterge olacaktır.

Emek ve özgürlük ortaklaşmadan mevcut cendereden çıkış mümkün değildir. Cendereden çıkışın tek yolu ve garantisi sermayeden ve her türden bürokratik unsurdan bağımsız Türk, Kürt ve her halktan işçi sınıfının birliğidir. Zaman pazarlık değil dayanışma, mücadele ve birlik zamanıdır!

Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararına rağmen halen tutukluluğu devam eden Selahattin Demirtaş başta olmak üzere siyasi nedenlerle tutuklu bulunanlar derhal serbest bırakılmalı, politik görüş ve tutumlar dava konusu olmamalıdır. Siyasi tutsaklara özgürlük! Tutuklu ve hükümlü bulunan siyasi tutsaklara ceza içinde ceza anlamına gelen, insan onuruna aykırı, yasal dayanağı olmayan, keyfiyete dayalı antidemokratik yıldırma uygulamalarına derhal son verilmelidir. Baskı ve tecride son! Seçilmiş milletvekillerinin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin keyfiyete dayalı antidemokratik uygulamalarla görevlerinden alınmaları anayasanın en temel hükmü olan seçme-seçilme ve oy hakkının gaspıdır. Kayyum politikasına hayır! Siyasal demokrasinin ayaklar altına alınması demokratik sorunları kangren haline getirmekte ve bu durum iç ve dış politikada antidemokratik uygulamaların ve militarist dış politikanın gerekçesi haline getirilmektedir. Tüm ülkenin enerjisini yutan, yoksulluğu artıran bu politika emekçilerin ve ezilenlerin geleceğini karartmaktadır. Sınır ötesi operasyonlara ve ilhaka son! Savaşa değil emekçi halka bütçe! Yasal hiçbir engel olmamasına rağmen sürekli fiili engellemelerle karşılaşan anadilini kullanma hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. Kürtçe yasaklanamaz! Anadilinde eğitim haktır! Birliğin ve düzenin temeli özgür ve eşit haklara ve seçimlere sahip olmaktan geçer. Toplumları yasaklar değil özgür birliktelikler geliştirir. Kürt halkına ve tüm halklara kendi kaderini tayin hakkı! Tüm ezilen ve sömürülen kesimlerin esenlik içinde, özgür ve eşit bir şekilde bir arada yaşaması mümkündür. Bunun yolu barajsız, engelsiz, özgür ve eşit seçimler yoluyla toplumun tüm ezilen ve sömürülen kesimlerini bir araya getirecek, siyasal demokrasiyi mümkün kılacak demokratik bir meclisin oluşturulmasıdır. Tek Adam rejiminden çıkış için bağımsız ve egemen Kurucu Meclis!

Newroz kutlu olsun! Newroz pîroz be!

Yorumlar kapalıdır.