ABD’de üniversite öğrencilerinin soykırıma karşı Filistin’le dayanışma kampları

ABD’de Columbia Üniversitesi’nde Filistin için başlayan dayanışma kampları günlerdir sürüyor. Son sayılara göre ABD’de 48, Avustralya’da 2 ve Fransa’da 1 üniversitede dayanışma kampları kuruldu. Öğrenciler bütün gözaltı tehditlerine ve şiddete rağmen işgal karşıtı tutumlarını ısrarlı bir şekilde sürdürüyor ve üniversitelerini, işgale katkı sunan şirketlerden yatırımlarını çekmelerini ve Siyonist İsrail’i yalnızlaştırmalarını savunuyorlar.

Kamplarda eylem yapan öğrenciler temsilcilerini belirleyip ortak kararlar alıyor ve polisin ve üniversite yönetimlerinin şiddetine karşı tek vücut hareket ediyorlar. Ortak taleplerini ise kısaca şöyle belirtmek mümkün:

1) Üniversitelerin, işgal devletinin soykırımına destek veren bütün şirketlerden yatırımlarını geri çekmesi, verilen bütün finansal ve teknolojik desteğin kaldırılması

2) Baskıya maruz kalan ve yaptırım gören bütün öğrenciler ve akademisyenler için genel af

3) Siyonizmi eleştirmenin antisemitizm olduğu yönündeki ifade özgürlüğünü sınırlayan uygulamaların iptali

ABD’de son derece yaygın ve İsrail ile ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları konusunda oldukça etkili olan Siyonist sermaye lobisi ise bu eylemleri korkuyla izliyor ve bastırmak için güvenlik bürokrasisine baskı yapıyor. Emperyalist ABD sermayesinin iki daimi temsilcisi olan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler İsrail’in işgalciliğini koşulsuz savunuyor ve bu yüzden eylemlerin bastırılmasını istiyor.

Filistin’le üniversiteler içerisinde gerçekleşen bu dayanışma faaliyeti son derece önemli fakat gerçekten hedeflediği amaca ulaşmak istiyorsa yerine getirilmesi gereken son derece büyük iki görevle karşı karşıya: merkezileşmek ve dayanışma-boykot faaliyetini işçi sınıfı örgütleri olan sendikalara ve meslek örgütlerine taşımak.

Yerellerde yapılan eylemlilikleri başta bölgeler düzeyinde, sonra da ulusal düzeyde merkezileştirmek; yapılan baskıyı artırmak ve hareketin sürekliliğini sağlamak açısından son derece büyük bir görev olarak dayanışma hareketinin önünde duruyor. Elbette bu merkezileşme uzun vadede uluslararası düzeye de sıçramalı ve işgal karşıtı enternasyonalist mücadeleyi nihayetine ulaştırmalı.

Dayanışma-boykot faaliyeti işçi sınıfının içerisine taşınamazsa, dayanışma çadırları basit tabirle kent meydanlarına taşamaz ve üniversitelerde izole kalırsa zamanla sönümlenecek ve maalesef ortadan kalkacaktır. İsrail ekonomisini ayakta tutan en temel kaynaklardan olan ABD finansal yardımları ABD işçi sınıfının emeğine el koyularak sağlanıyor. Dolayısıyla ABD işçi sınıfı boykot faaliyetlerine katılarak şalterleri İsrail aleyhine indirmezse başarıya ulaşmak çok güç olacaktır.

İsrail’in uluslararası düzeyde yalnızlaştırılması ve her türlü kurumunun boykotlarla işlemez hale getirilmesi, Filistin direnişiyle dayanışma kurmak için son derece önemli bir fırsat. Bu yüzden dünya çapında bu tür dayanışmaları sürdürmeli ve artırmalıyız.

Yorumlar kapalıdır.