Filistin: Bugün ateşkes, yarın kurtuluş
7 Ekim 2023’te Filistin direniş örgütlerinin başlattığı El Aksa Tufanı harekâtına 15 aydır Gazze’yi yakıp yıkarak ve Gazzelileri katlederek soykırım ile yanıt veren İsrail, 15 Ocak’ta ateşkes anlaşmasını kabul etti. 19 Ocak’ta başlayan ateşkese kadar okullar ve hastaneler dahil olmak üzere Gazze’deki tüm binaların yüzde 70’ini bombardımanlarla yıkan Siyonist işgal devleti, 47 bine yakın Gazzeliyi ve 800’e yakın Batı Şerialıyı katletti. Gazze’de katledilen Filistinlilerin gerçek sayısı hâlâ tam olarak bilinmiyor ve ateşkes ile birlikte her gün enkaz altından onlarca cansız beden çıkarılıyor. Bununla birlikte gerçek ölüm sayısının 70 bini aştığı düşünülüyor. Katledilenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuk olması ise soykırımın korkunç boyutlarından yalnızca birini gözler önüne seriyor.
Bütün bu yıkımın ardından gelen ateşkes, Gazze sokaklarında büyük bir coşkuyla kutlandı. Başta İzzettin El Kassam savaşçıları olmak üzere Filistin direnişçilerinin Gazze sokaklarında halk tarafından büyük bir sevgiyle karşılandığı kutlamalar halkın direnişe desteğinin ne denli yüksek olduğunu tekrar tescillemiş oldu. İşgal ordusunun başta ABD olmak üzere emperyalist devletlerce desteklenmesine rağmen Filistin direnişi karşısında bir başarı elde edememesi oldukça önemli. Siyonist rejim ne yerleşimci esirleri zor yoluyla serbest bırakmayı başarabildi ne de Gazze’de Hamas’ı yok ederek Gazze halkını topraklarından sürebildi. Filistin direnişi ise başından beri öne sürdüğü taleplerini işgal rejimine dayatmayı bildi. Esir değiş tokuşu gerçekleşmeye başladı, işgal ordusu Gazze topraklarını peyderpey terk ediyor ve Gazze’ye insani yardım sevki hedeflenen düzeyde gerçekleşiyor.
Hiçbir askeri ve politik hedefine ulaşamayan Siyonist rejim yüz binlerce yerleşimcinin işgal topraklarını terk ettiği, ekonomisinin resesyon aşamasına geldiği ve siyasi olarak büyük bir krizin içine girdiği bir noktada ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. On binlerce Filistinliyi katletmek ve Gazze’yi yıkmak dışında bir “başarı” elde edemeyen Siyonist oluşumun bu “başarı”sı ise 15 aydır dünya halkları tarafından güçlü bir şekilde kınanıyor. Bunun sonucu olarak Siyonist oluşum büyük bir uluslararası yalıtılmışlığa maruz kalıyor.
Fakat bütün bunlar, anlaşmanın kalıcı bir ateşkes anlamına geleceği sonucunu yine de doğurmayabilir. Siyonist oluşumun tarihi katliamlarla olduğu kadar uymadığı anlaşmalarla dolu. Birkaç ay önce gerçekleşen Lübnan ateşkesini yüzlerce kez ihlal etmesi ve Gazze’deki ateşkesi de ihlal ederek Filistinlileri öldürmeye devam etmesi bu olasılığın sadece bazı göstergeleri. Ayrıca ateşkes anlaşmasının en önemli fazı olan 3. aşamasında Gazze’nin yeniden inşası ve kimin tarafından yönetileceği başlıkları hâlâ bağıtlanmış değil. Ateşkesin ardından Cenin gibi direnişçi Batı Şeria kamplarında başlayan kuşatmalar da işgal güçlerinin yüzünü Batı Şeria’yı ilhak planına dönebileceğini gösteriyor. İşgalcinin bu planlarını boşa düşürmek için bizler de nehirden denize özgür Filistin programına sıkı sıkıya sarılmalı ve Filistin direnişinin zaferi için mücadeleyi sürdürmeliyiz.
Yorumlar kapalıdır.