Emperyal politikaların sahnesi olarak “Nobel Barış Ödülü”
Nobel Ödülleri’nin bu seneki kazananları geçtiğimiz haftalarda açıklandı. Nobel Barış Ödülü, bu yıl da şiddeti siyasi araç haline getiren bir figüre gitti. Venezuelalı aşırı sağcı siyasetçi María Corina Machado, ödülünü Trump’a adamakta gecikmedi. Bir diğer kritik hamlesi ise Netanyahu’yu arayarak soykırım sırasında “başarılarını” tebrik etmesi oldu. Nobel Komitesi’nin Machado’yu, “diktatörlükten demokrasiye adil ve barışçıl bir geçiş için verdiği mücadele nedeniyle” ödüllendirmesinden oldukça kısa bir süre sonra Trump, Venezuela’ya kara harekâtı yapacağını duyurdu. Böylece “barışçıl”ın emperyal politikalara işaret ettiği belli oldu. Halihazırda uyuşturucu trafiği iddialarını sebep göstererek donanmalarını bölgede tutan ABD’nin olası müdahalesi, bu ödülle meşrulaştırıldı.
Nobel Barış Ödülü, yıllardır bu tür aklamalarda aktif bir sahne işlevinde. Kissinger ve Obama gibi bilindik savaş suçlularının da kucakladığı ödülün tarihine biraz olsun inerek bunu görmek mümkün. Henüz 2019’da ödülü alan Etiyopyalı reformist lider Abiy Ahmed, bir sene içinde Tigray bölgesinde silahlı çatışmalarla anılmıştı. 2016’da ise ülkesinin “Latin Amerika’nın İsrail’i” olarak anılmasından gurur duyduğunu söyleyen bir diğer sağcı başkan, Kolombiyalı Juan Manuel Santos ödüllendirildi. Hikâyeyi biraz daha geri sararsak Rohingya soykırımından sorumlu Aung San Suu Kyi ve iki devletli çözümü savunduğu Oslo Anlaşması sürecinde ödülü alan FKÖ lideri Yaser Arafat gibi tartışmalı diğer isimleri görüyoruz.
Başkanlığı süresince Ortadoğu’nun çeşitli bölgelerinde yürüttüğü savaşlara karşın 2009’da Obama da ödüle layık görülmüştü. Obama yönetimi boyunca Pakistan, Yemen ve Somali’de toplam 563 insansız hava aracı saldırısı gerçekleştirildi. Ocak ayında yeniden göreve geldiğinden bu yana Trump da çeşitli söylemlerinde “Nobel Barış Ödülü’nü hak ettiğini” ifade etmişti. Netanyahu’nun Trump’ı ödüle aday olarak göstermesi de bu propaganda sürecini taçlandırdı. ABD’nin ödülle geçmişinde öne çıkan bir diğer isim de şüphesiz Kissinger. Vietnam ve Kamboçya’da on binlerce sivilin ölmesine sebep olan saldırıların planlayıcısı, Vietnam’da müzakerelerdeki rolü sebebiyle ödüllendirildi.
Tüm bunlar, Nobel Barış Ödülleri’nin politik karakterini gösteren örneklerin ne ilki ne de sonuncusu olacak. Emperyalizmin yıkım politikalarını “demokrasi” ve “özgürlük” kisvesiyle aklayan bu ödüller, dünyanın dört bir yanında barış için mücadele eden emekçilerin sesini bastıramıyor. Gerçek barış, ödül törenlerinde değil, dayanışmanın büyüdüğü her yerde filizleniyor.
Yorumlar kapalıdır.