Kadına karşı şiddet yasası oyuncak değildir!

Yüzlerce kadının her gün evinde dövüldüğü, işkence gördüğü, ancak sesini kimseye duyuramadığı bir ülkede yaşıyoruz. Yıllardır, kadın örgütleri, bu sorunu çözmek için canla başla çalışıyor. İşte 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa da bu emeklerin sonunda ortaya çıkan kazanımlardan biriydi. Önceki halinde yalnızca “Ailenin Korunması” ifadesini taşıyan yasaya “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi”ni ekleten, 237 kadın örgütünden oluşan Şiddete Son Platformu’ydu. Şiddet gören kadının sığınacak bir yeri olması, maddi durum yetersizliği nedeniyle ulaşamadığı adli ve psikolojik desteğe ulaşması ve koruma tedbirleriyle gördüğü şiddete son verilebilmesi amacıyla, farklı görüşten yüzlerce kadın bu yasanın çıkması için büyük emek verdi. 2012 yılından beri, kocası tarafından öldüresiye dövülen, ölüm tehdidiyle ve psikolojik şiddetle hayatını geçiren, kendisine yardım edebilecek hiçbir yakını olmayan kadınlara bu yasa umut olabilir mi diye bekliyoruz. Ne var ki, aldığımız cevapla sanki bizimle alay edildiği hissine kapılıyoruz.

Söz konusu yasayla, kadına şiddet uygulayanın uzaklaştırılması için karar veriliyor, ancak ihlal halinde uygulanması gereken zorlama hapsi neredeyse hiç uygulanmıyor ve biz durmadan, koruma tedbiri alınmış olmasına rağmen öldürülen kadınların haberlerini alıyoruz. Diğer yandan ise, yasa, birbirleri hakkında konuşan ünlü zengin kadınların birbirlerine gözdağı vermesi için bir araç haline geliyor. Gülben Ergen, kendisi hakkında magazin haberi yaptığı gerekçesiyle Seren Serengil için bu yasaya dayanarak, kendisi hakkında konuşmama kararı aldırıyor. Serengil, karardan sonra yeniden magazin haberi yaptığında, hızlıca zorlama hapsine çarptırılıyor. İlginç olan kısım ise, kimse bu hukuk mu diye tartışmıyor bile. Ana akım medya, iki kadından hangisinin haklı olabileceği üzerine haberler yapıyor.

Evet, yargının çoğunlukla erkek egemen düzenin bir parçası olarak hareket ettiğini biliyoruz. Ancak, ilk akla gelmesi gereken soruları sormaktan da hiçbir zaman geri duramayız. Hakkında koruma tedbiri verilip uygulanmadığı için adliye önünde dahi öldürülen yüzlerce kadın varken, bu olayda her şey nasıl bu kadar çabuk gelişiyor? Şiddet gören kadının kurtulması için çıkarılan yasa, birisi hakkında magazin haberi yapılmaması için nasıl kullanılıyor? Her seferinde, ünlüler hakkında çıkan haberlerin halka mal oldukları gerekçesiyle dava konusu yapılamayacağı kararını veren mahkemeler, bu haberleri kadına yönelik şiddet olarak görmeye ne zaman başladı?

Devletten başka yardım edecek kimsesi olmayan kadınlar için yüzlerce mücadeleci kadının emeğiyle çıkarılan bu yasanın, ezen sınıfların hukukunda bir oyuncak haline getirilmesi kabul edilemez. Emekçi kadınların yıllar süren mücadelesiyle elde edilen kazanımların bu şekilde harcanmaması için takipçi olmaya devam etmeliyiz.

Yorumlar kapalıdır.